Ali
Ali; yalnız, kimsesiz, sesiz
Saç baş dağınık
Alem uykuda. O, uyanık..
Göz; açık. Yürek; yanık…
Saç baş dağınık
Alem uykuda. O, uyanık..
Göz; açık. Yürek; yanık…
Gece saatin üçü
Gidiyor adım adım
Güçlü ayaklar yalın
Önüne geçip, baktım
Al, aç mı sın?
-Teşekkür ederim
Lütfen. Aç isen, bir şeyler yiyelim.
Gidiyor adım adım
Güçlü ayaklar yalın
Önüne geçip, baktım
Al, aç mı sın?
-Teşekkür ederim
Lütfen. Aç isen, bir şeyler yiyelim.
- Nere de ağbi?
Hemen şurada, işkembecide
Geriye dönüp baktı.
- Sağ ol ağbi
- Ben tokum
Hemen şurada, işkembecide
Geriye dönüp baktı.
- Sağ ol ağbi
- Ben tokum
Ey sürekli yiyip aç olanlar..
Hiçbir şey istemeyip tok duranlar
Şükredenler, hamd edenler
Bütün arzularım; Ali’de bitti
Bir kaldırıma bir bana bakıp gitti.
Hiçbir şey istemeyip tok duranlar
Şükredenler, hamd edenler
Bütün arzularım; Ali’de bitti
Bir kaldırıma bir bana bakıp gitti.
Alim;
Görmezler seni,
Kim duyar sesini...?
Kim siler …irini
Bu halk nasıl temizler
Kör düzenin pisini?
Görmezler seni,
Kim duyar sesini...?
Kim siler …irini
Bu halk nasıl temizler
Kör düzenin pisini?
Işıklar sönmüş.
Şehir uykuda, sen uyanıksın
Halka küsüp, dertlerini
Kaldırımlara yazmışsın
Şehir uykuda, sen uyanıksın
Halka küsüp, dertlerini
Kaldırımlara yazmışsın
Karşıda ki mi ……?
Hırsız düzenin namuslu bekçisi
Ekmek uğruna.. Emekçisi
Hırsız düzenin namuslu bekçisi
Ekmek uğruna.. Emekçisi
Alim;
Güneş elbet doğar,
Uyanış, hangi şafağa?
Kafa karışık, gözler yorgun
Kalkar mı bu halk sabaha?
Güneş elbet doğar,
Uyanış, hangi şafağa?
Kafa karışık, gözler yorgun
Kalkar mı bu halk sabaha?
Alim;
Geçer bu sıkıntılar unut,
Yeise düşme;
Enerjimiz, gücümüz umut..
Geçer bu sıkıntılar unut,
Yeise düşme;
Enerjimiz, gücümüz umut..
Demirtepe /Angara
(Çığlık’tan)
(Çığlık’tan)
//////////////////////////////////////////////////
Hikayesi:
1990 başlarında Angara Maltepe'de Aytuna pasajında küçük bir dükkan işletiyoruz.
Kışın gelerek; Pasajın koridorunda ki kalorifer peteğine yaslanıp ısınan Saçları sakalı uzamış. Genç bir delikanlı..
Kimseyle konuşmaz.
Sessizce koridorun kalorifer peteğine sırtını dayar ısınır, gider..
Çoğu insan bu pejmürde kıyafetli insanı , "insan" bile görmez.
İlgilenmez.Hatta kimseye zararı olmamasına rağmen kovarlar ..
Biz onun adını öğrendik..
Ali..
Her gördüğümüzde çay vs söyleyip ilgilendik.
Yemek söyleriz
Aç ise kabul eder yoksa istemez.
Konuşmaları az.
Cevapları kısadır..
Özellikle öğrencilerin sınav dönemi fotokopi çekimi fazla olur. Onlara ders notları hazırlarız..
O günlerde geceleri de çalışırız.
Gece çalışmalarımızda acıkınca lokantalar kapanır, bizde hala faaliyetini sürdüren Sümer Sokak başındaki (Demirtepe de, SÜMER 1 de bulvara yakın) işkembeciye uğrarız..
Bir gece yine işkembeciye giderken tam da Necatibey köprüsü üstü civarında, banka karşısında Ali ile karşılaştık.
Bu karşılaşma ile duygularımızı kalame aldık.
https://www.antoloji.com/ali-32-siiri/?siralama=p
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder