3 Mart 2017 Cuma

İdareci Bürokratlar Birliğinden “Dost Meclisi Toplantısı” - Milliyet




İdareci Bürokratlar Birliğinden “Dost Meclisi Toplantısı”

·                                01 Mart 2017 - 01:10
·                                 Milliyet.com.tr » 
·                                 Ankara Haberleri » 
·                                 Haber

·                                 http://www.milliyet.com.tr/idareci-burokratlar-birliginden-dost-ankara-yerelhaber-1873490/
·                                  
·                                

IHA
Gazeteci Yazar Necati Çavdar, "Darbeler huzuru, barışı, kardeşliği bozmuştur, insanlara ve insanlığa zarar vermiştir. Darbeler kardeşliğe her yönden zarar vermiştir. Darbeler savunulamaz, darbelerden herkes zarar görmüştür, özellikle de kadınlar zarar görmüştür" dedi.
İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığınca desteklenen ve İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği tarafından yürütülen Kardeşlik Sınır Tanımaz Projesi kapsamında gerçekleştirilen Dost Meclisi toplantısı 28 Şubat Türküsü üzerine gerçekleştirildi. Gazeteci Yazar Necati Çavdar, toplantıya konuk olarak katıldı.
İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği Genel Başkanı Yücel Can, “Kardeşlik Sınır Tanımaz” diyerek Irak ve Suriye’den gelenlere kucak açtıklarını, zamanla şehit ve muhtaç aileleri de kapsadığını, kardeşliğin sadece maddi olarak algılanmaması gerektiğini, bu tür çalışmaların İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesince desteklenmesinin anlamlı ve önemli olduğunu anlattı. Can bu anlamda darbelere tanık olan biri olarak gazeteci ve yazar olan Necati Çavdar’ı takdim etti.

"Darbelerden özellikle kadınlar zarar görmüştür"
28 Şubat ve diğer darbelerin kardeşliğe. birlik ve beraberliğe asla katkı sağlamadığını kaydeden Çavdar, “Darbeler huzuru, barışı, kardeşliği bozmuştur, insanlara ve insanlığa zarar vermiştir. Darbeler kardeşliğe her yönden zarar vermiştir. Darbeler savunulamaz, darbelerden herkes zarar görmüştür, özellikle de kadınlar zarar görmüştür. O dönem Metin Bostancıolu Milli Eğitim Bakanlığını işgal ediyordu. Yukarıdan gelene ‘emredersin’, aşağıdan gelene de ‘arz ederim’ diyordu. Bir gün heykel açılışı vardı Hukuk Fakültesinde. Dışarıda da hava güzeldi, kokteyl veriliyordu. Yanında rektör, dekan bir de ben vardım. Ben, ‘Evde bir hanım var, okuma yazma bilmiyor ama başörtülü olduğu için hiçbir yere almıyorlar’ dedim. Bostancıoğlu, ‘Benin anam başörtülü, babaannem de çok güzel kuran okur’ dedi. ‘Senin annen buraya gelse Hukuk Fakültesi’nin içine alır mısın’ diye sordum. Hemen suratları bozuldu ve bizim toplantı da bitti” şeklinde konuştu.
31 Mart ayaklanması ve 28 Şubat’ı birbirine benzeten Çavdar, “31 Mart bir darbedir ve 28 Şubat darbesiyle aynıdır. Bu iki darbede de Sultan Abdülhamit ve Erbakan, insanlara zarar gelmemesi için zorunlu olarak sessiz kalmıştır” ifadelerini kullandı. (ME-GD)

//////////////////////////////////////
http://www.dailymotion.com/video/x5diref



http://www.dailymotion.com/video/x5diref_idareci-burokratlar-birliginden-dost-meclisi-toplantisi_news


SAIRIN Yeri Necati ÇAVDAR

28 Şubat Ankara'da 'Belgesel Şiirlerle' Hatırlandı



28 Şubat Ankara'da 'Belgesel Şiirlerle' Hatırlandı

http://www.habersitesi.com/28-subat-ankarada-belgesel-siirlerle-hatirlandi-43230h.htm

01.03.2017 14:38

 

28 Şubat'ın 20 yıl dönümü Ankara'da düzenlenen bir "şiir gecesiyle" anıldı.
28 Şubat'ın 20 yıl dönümü Ankara'da düzenlenen bir "şiir gecesiyle" anıldı. Ankara'da İdareci ve Bürokratlar Birliği'nin düzenlediği toplantıda konuşan "28 Şubat Türküsü" adlı kitabın yazarı Gazeteci Necati Çavdar, "Darbeler, kardeşliğe, toplum huzuruna atılan bombalar oldu" dedi.
28 Şubat "postmodern" darbesi, İdareci ve Bürokratlar Birliği'nde düzenlenen bir "şiir gecesiyle" hatırlandı. Gecede 28 Şubat döneminde gazetecilik yapan Necati Çavdar kaleme aldığı "28 Şubat Türküsü" kitabında yer alan bazı şiirlerini paylaştı.
İdareci ve Bürokratlar Birliği Başkanı Yücel Can'ın kardeşlik projesi ile bir çok faaliyet gerçekleştirdiklerini belirten Çavdar, 28 Şubat Türküsü'nün yazılış ve yer verilen şiirlerin hikayelerini anlattı. Necati Çavdar, "Tarihi yapanlar olduğu gibi tarihi kayda alanlar da var. Bize de tarihi kayda almak düştü. Yaşananları kaydettik ve ortaya "28 Şubat Türküsü" çıktı.
Bu şiirlerde hem zarar veren hem de zarar gören tüm aktörleri görmek mümkün, yani bir anlamda "belgesel-şiirler" " dedi.
Bugün Cumhurbaşkanı olan Recep Tayip Erdoğan'ın o dönemde sözde önünün kesildiğini, "Muhtar bile olamaz" manşetleri atıldığını belirten Çavdar "Biz de Sayın Erdoğan hapse girdiğinde "Piş de gel" adlı şiiri yazmışız. "Git, sultanlık beratını al da gel" demişiz. Zira toplum darbe sırasında sabır gösterip, kırıp dökmeden işlerin yoluna girmesini bekliyor. Fakat zulmedenleri de asla bağışlamıyor. Mazlumları unutmuyor. Bugün gönüllerdeki Menderes'in yeri nerede o gün idam kararı veren katillerin yeri nerede? O günün güçlü ve anlı şanlı zalimlerinin adı bile bilinmiyor. Silinip gitti. 28 Şubat'ta zulmedenler neredeler? Buna karşı o günün zalimleri yada şakşakçıları Erbakan'ı anma toplantılarında en ön sıradalar. Aslında darbeyi yapanlara da bir hayrı dokunmuyor. Zaman dilimi içinde darbe yapanların kötü anılmasına sebep oluyor" diye konuştu.
-DARBELERİN ORTAK ANATOMİSİ: "31 MART VAKASI DA BİR DARBEYDİ'-
28 Şubat ve darbelerin topluma etkisini değerlendiren Çavdar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gerekçelerinin sonradan uydurma, algı oparasyonları olduğu ortaya çıkan darbelerin; ülkeye, topluma faydası yok. Ülkeyi toptan etkileyen olumsuzluklara sebeb oluyor. Darbelerin etkileri sadece yaşanılan dönemle sınırlı kalmıyor.
Mesela yüzyıl önce yapılan 31 Mart vakası diye bilinen darbe. Bu darbeyi yapanlar ve muhatapları bu gün hayatta değil. Ancak darbenin etkisi hala toplumu sarsmaya devam ediyor.
Esas olan her şeyin kendi kuralları içinde cerayan etmesi. Var olan meselelrin kendi akışı içinde halledilmesi. Darbeler; problemler kestirmeden, hemen çözülecek umuduyla yapılması ön görülüyor. Faklat meseleler daha da ağırlaşıyor ve toplumu büyük acılara sevk ediyor. Kardeşliği tahrip ediyor, kamplaşmalara yol açıyor. Ülkede sosyal ve ekonomik olarak büyük yaralar açıyor.
Her darbenin arkasında mutlaka yabancı parmağı bulunuyor.
Çoğu kez darbeyi yapanlarda kim için yaptığını biilmiyor. Kullanıldıklarını ve meselerin çözümünün darbeler olmadığını çok sonra anlıyorlar. Fakat iş işten geçiyor. Sıkıntıları bütün millet çekiyor.
Darbeler, toplum huzuruna, kardeşliğe atılmış bir bomba görevi yapıyor.
Kimi insanları derhal yok ediyor. Kimine şöyle ya da böyle zararı oluyor, ömür boyu hatta nesiller boyu acı çektiriyor. Kimilerine de parça tesiri yaparak, mutlaka hatırasında olumsuz yansılamalar bırakıyor.
Darbeler milletin enerjisinin olumsuz kanallarda harcanmasına, boşa heba edilmesine sebeb oluyor.
Selanik'den gelerek Başkenti, İstanbul'u işgal eden Harekat Ordusu'un gerçekleştirdiği darbe kardeşliği, ülkede huzuru sağlamayıp aksine memleketin geri gitmesine, ülkenin bölünerek kısa zamanda Balkanların elden çıkmasına sebeb oldu.
Bir NATO eylem planı olarak ortaya konan genç subayların ayartılarak gecebaskını şeklinde yapılan 1960 darbesi, her ne kadar "atatürkçülük" öne çıkarılarak siyasl iktidara karşı yapıldı gibi gösterilse de aslında Mustafa Kemal'in anayasası rafa kaldırılarak Osmanlı doğumlu, Kurtuluş mücadelesi içinde olmuş ya da o mücadeleyi birebir yaşayanlardan etkilenmiş olan tüm askerlerin imhası ve tasfiyesini sağladı."
-"DARBE EKONOMİYİ GERİ GÖTÜRDÜ"-
Ülkenin ekonomik kalkınmışlığı İtalya ve japonya seviyesinde iken 27 Mayıs darbesi sayesinde gerileyip, kurtuluşuna neden olduğu Kore'den de geri duruma düştüğünü kaydeden Çavdar, "71 Müdahalesi 1980 darbesi, 28 Şubat cinneti ülkeyi gerek soyal gerekse siyasal gerek ekonomik olarak geri götürmüştür. Sıkıntıları milletin tüm kesimleri birlikte yaşamıştır. Bu gün gerek 60 darbesine alkış tutup siyasi cinayetleri onaylayanlar gerekse 28 Şubat'ı destekleyenlerin pişmanlıklarını hep beraber seyrediyoruz. Keşke bunların hiç biri olmasa ve ülke; kendi dinamikleri ile meselelerini tabii kuralları içinde halletse. Allah, bize ne 1960 darbelerini, 28 Şubatları ne de 15 temmuzları yaşatmasın. Kardeşliğimizi, huzurumuzu bozmasın.
Bize de darebelerin acılarını yazmayı nasip etmesin" dedi.
(HM/ORH)




















SAIRIN Yeri Necati ÇAVDAR

















memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş - Deprem 2

Ülkeme kar yağdı sevindik... Beyazlara büründü gelinlik, sandık meğer memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş bilemedik.. ... Umulur ki Ak...