ÇAVDAR'IN Obası: lV NECATİ ÇAVDAR'IN Çığlık, 28 ŞUBAT TÜRKÜSÜ, GÜNEŞİ GETİRİRİM, UYAN, MORSALKIM, HÜSEYİNNNAME, GÖR, VANNAME HALNAME, SONSUZLUK YOLCUSU, TÜMÜLÜS,KORANA İSMİ İLE KİTAPLAŞTIRDIKLARI İLE BU KİTAPLARDA YER almayan DİĞER ŞİİRLERİ .. Veya ŞİİRLERLE bir hayat, toplumsal OLAYLARA, değişimlere şiirle tanıklık ..
27 Eylül 2006 Çarşamba
İlim - - Divane
ÇIĞLIK....ŞEHİT DESTANI - Gidiyor-1-
PKK ile çarpışarak şehit olan Aziz Şehidimiz Mustafa (Çinik) ile iman ve millet davasında tüm Şehitlere
Ve serdengeçtilere ithaf olunur
Babası o yıl Hac’da iken Mustafa Çinik,1997 Nisan ayında Kurban Bayramı arifesinde Tatvan’da Şehit oldu.
Babasına haber verdik ancak bayram arifesi idi.Gelemedi..
Geriye eşi ve İlkay isimli bir çocuğu kaldı.
GİDİYOR
Dicle nere, Fırat nere gidiyor
Şehidimin kanı rahmet ile ummanlara gidiyor
Kızılırmak kahrından yay olmuş, feryat ediyor
Burada yiğitlerin canı gidiyor
Medine müdafii bu işe bilmem ne diyor?
Şakinin torunun davetine gidiyor
Analar feryat, yavrular can feda ediyor
Bilmezler nedendir, kardeşler birbirine ne ediyor
Canlar toprağa düşüp yuvaları viran ediyor
Anlamadığı senfoniyi ölçü alan çağdaşlar
Niçin çare aramazlar, kardeşliğe göz bağlar
Kurullarda havanda su döver, kan çağlıyor dağlar.
Geldim Ya Resulullah! -2- *** --- Yardan Ayrıldım-3-
Yaralı bir ceylan gibi geldim kapına
Varmak sana sığınmak için kucağına
Her gün ölen milletimin çocuklarının
Bir nefes için geldim Ya Resulullah
Bende bir kuzu idim anamın
Beyaz al gülü idim babamın
Sel olan kanları dursun kardeşlerimin
Derman için geldim Ya Resulullah
Yazıktır Çare bulun dertlere
Kıymet verin kıymayın canlara
Şanlı Kitap da çare vardır onlara
İman, sancak için geldim ya Resulullah
Göğsünde zerre var ise iman
Bu garip kavgaya hemen z son verin
Kendinize gelin bu çığlığa ses verin
Himmetine muhtacız ya Resulullah
YARDAN AYRILDIM –3-
Beni, ayrılığa salan ay –yıldızlı dağlar
Can verdi senin için; ciğerim dağlar
Henüz koruk olmadan bozuldu bağlar
Kınamayın, koç yiğitten ayrıldım
Bu gün benim ayrılık günüm
Ben bir sevgili yardan ayrıldım
Başım; dumanlı, yanar; ciğerim
Acım yaman, yiğit yardan ayrıldım
Yamandır bize bu acı canlar
Yavrum ağlar, babasını ister
Mevla’m bu tuhaf girdabı durdur
Nusretin göster, er yiğitten ayrıldım
Güleri bozulmuş, bağlara döndüm
Yavrum koynumda büküldü boynum
Tahtan ayrılmış sultana döndüm
Ay-yıldız elbiseli yardan ayrıldım
İlkbahar vakti bize kış oldu
Gurbette ayrılık sana yol oldu
Çadır kurmadan ocağım söndü
Ocağımı yakan yiğit yardan ayrıldım
Her kul,emaneti verir Hak’ka ulaşır
Geldi nöbet sana da Melek; ruhunu alır
Arımız uçtu, kovanımız boş kalır
Bal misali, arıbeyinden ayrıldım
Gelin olup tel duvak ile gitmiştim
Yavruyu kundağa, babayı sancağa sardım
Ruhu Hak’ka ulaştı, cesedi anasına getirdim
Canlar canı yiğidimden ayrıldım
İşte oğlun, onu bayrağa sarıp da geldim
Koyun gibi meleyip dağları, semayı deldim
Hak emri bu imiş, böylece bildim
Şehit oldu, Mustafamdan ayrıldım
Bülbül gibi ayrı düştüm gülümden
Ağlasam da bir şey gelmez elimden
Dualarla anarım, hiç düşürmem dilimden
Ayıplaman bir tanemden ayrıldım
Derdime hiçbir ilaç kar etmez
Hayali, karşımda; aklımdan çıkmaz
Ne söylesem onun için hiç bitmez
Divane, söyletme; Mustafa’mdan ayrıldım
Mustafam'dan ayrıldım
Ey dostlar, kınaman ah ettiğimi
Kara gözlü Mustafa’mdan ayrıldım
Bilmem ne deyip söylediğimi
Kara gözlü Mustafa’mdan ayrıldım
İnsanlar arasında saygılı, selamlı
Her an korur idi yüreğindeki imanı
Dili hep Kur’anlı ağzı kelamlı
Bülbül dilli Mustafa’mdan ayrıldım
Vücudu kan izi, kurşundan yara
Gülü solmuş, bülbül başlamış zara
Kirpikler simsiyah kaşları kara
Selvi boylu Mustafa’mdan ayrıldım
Sözleri edepli erkanlı yollu
Çiçeği yeni tomurcuk güllü
Evimin içinde şen cıvıltılı
Gönlü arı, Mustafa’mdan ayrıldım
Kimi görsem kalbi gam, gözü yaş olmuş
Bu gün bana ayrılık kemendi olmuş
Huri misali yardan, sabi candan ayrılmış
Adı güzel cismi güzel Mustafa’mdan ayrıldım..
Neylerim hey dünya yalansın yalan
Yavrumun ömrünü eyledin talan
Telefonda, konuşmanda gönlümü alan
Gözüm nuru Mustafa’mdan ayrıldım
Divane, çok z sabır dilersin
Daim Hak’kı tavsiye edersin
Şehidimin ardından dua edersin
Yüce Mevla’ma eren oğlumdan ayrıldım
////////////////////
MUSTAFA'M A YORUM YAZMAK İSTEDİM,
ŞEHİTLER MEKÂNIDIR,
GİREMEZSİN, YAZAMAZSIN DEDİLER
ORDA İDİ, ÜÇLER, KIRKLAR YEDİLER...
CENNET'TEN ALÂ BİR BİR MAKAM GÖRDÜM,
İLETİRİZ, MERAK ETME, "MÜSTARİH OL" DEDDİLER.
ZİYARETÇİ :
mustafa sınacı
Bul Beni
Günahlarım önüme dağlar gibi yağarken
Melekler, mizanda günahımı sayarken
Cümlemizi mahşerde aynı yere yığarken
Mahşer günü, himmet eyle ulu divanda bul beni
Dillerim kabirde lal olup şaşırır isem
Münkir-Nekir sualine cevap veremez isem
Ağır yükten menzilime erişemez isem
Himmet et, o zorlu anda bul beni
Cehennemde yanacak takatım yoktur
Hak’a imanım var isyanım çoktur
Yaradan Mevla’mın rahmeti çoktur
O gün rahmet sağanağında bul beni
Hak dostları maşukunu bulurken
Cennetten mis kokular gelirken
İman ehli vatanına giderken
Makamına komşu diye al beni
Aczime acır, Allah; izin verirse
Mahmutd-u Ahmet şefaat ederse
Hak’ın sevgilisi kılavuzluk erse
Divaneyi ihmal etme bul beni
Bulunmaz----- **** ---Hak'ka Ismarladım
Kimi görsem dert ile dolmuş
Dünyada söyleyin kim gülmüş
Kime varsan gözyaşı sel olmuş
Burada murat alan bulunmaz
Gözünüzü açın ey gaflete dalanlar
Hep söylemiş, öteleri bilenler
Dünya bahçesine bahçıvan olanlar
Emek çeker gülü deren bulunmaz
Elbet görürler bir birinin öldüğünü
Gül benizlerin kara toprakta solduğunu
Bilirler misafirin bir gün gittiğini
Gönlünü teselli eden bulunmaz
Kimi genç kimi ihtiyar giderler
Acel zehrini bal şeker ederler
Gelen eğlenemez geçip giderler
Gelenlerden geri kalmış bulunmaz
Benim için etmeyin çok fazla figan
“Levlak-ı levlak” için kainat çekti gam
Hani Belkıs, hani Sultan Süleyman?..
Cihana hükmetse kalan bulunmaz
HAK’KA ISMARLADIM-6-
Ciğerimi yaktın dert ile firkate
Baban gitti Mekke’ye sen hakikate
Ne ben seni gördüm, sen ki ata
Yürü yavrum seni Hak’a ısmarladım
İman ile Kur’an yoldaşın
Ardından ağlar, kavim kardaşın
Resul kucağı inşallah durağın
Yürü yavrum seni Hak’a ısmarladım
Dünya kalsa Muhammet’e kalırdı
Can satılsa onu Karun alırdı
Derman bulsa bunu Lokman bulurdu
Vade buymuş, seni Hak’aka ısmarladım
Hak emri, Şehide’e ölü denilmez
Giden ile bilirim ki gidilmez
Ana yüreği bu , kolay mı durulmaz
Yüreğime gömüp Hak’ak ısmarladım
18.04.1997
Cuma.02.45
Ankara-İlker
Selam Et
Mustafa’m, varınca yüce menzile
Muhammed Mustafa’ya selam et
Ruhun erişince Arş-ı ala’ya
Cümle peygamberlere selam, et
Gülüm, burası yalandır yalan
Göç eder gider sırası gelen
Mahşer günü şefaat eden
Hak’ın Habibine selam, et
Mustafa’m, ulaşınca Refik’i ala’ya
Geçmiş ruhlara bizden selam et
Ruhun erişince Levh-u kalem’e
Alemlerin rahmetine selam, et
Ondan almıştın huy ve husun
Hem imanın hemde ismin
Yerin cennettedir kesin
Ahmed-i Mahmud’a selam, et
O Hak’kın Habibi'ne
Dört kitabın sahibine
Hak mezhepler imamına
Tüm tasavvuf pirlerine selam, et
Sadıkların şahı; Ebu Bekir’e
Şehitler ki, adalet timsali; Ömer’e
Haya numunesi; Osman’a
İlim menbağı; Hz.Ali’ye selam, et
Süründün üstüne cennet kokusu
Açıldı önüne sekiz cennet kapısı
Havva,Meryem,Asiye, Hatice ve Fatıması
Kucak açar, analara selam et
Şehitler beraber Hasan, Hüseyin ile
Yolun erişince cennet firdevslerine
O temiz ruhlara, Hak dostlarına
Cümle şehitlere bizden selam, et
İnşallah bile olasın Veysel Karani ile
Erişesin yücelere, Abdulkadir Geylani’ye
Hak, hidayet versin tüm insanlara
İlim, irfan sahiplerine selam et
Misafiri olduğun yüce makama
Aşere-i Mübaşere hem de Hamza’ya
Cennet’te Hülle biçen İdris Nebi’ye
Adem Seyfullah babaya selam, et
Hüseyin ahından yanarım zarı
Zeynel Abidin, Muammed Bakır, Cafer-i Sadık’ı
Kazım, Rıza,Taki, Naki Harun-ul Askeri
Mehdi, hem on dört masuma selam, et
Peygamber çiçekleri , ashap güllerine
İran, Musul, Endülüs, Horasan erlerine
Bedir- Uhut, Çanakkale tüm şehitlerine
Anadolu, Rumeli pirlerine selam, et
Hamza misali, parçalanır ciğerleri dişlenir bile
Anadolu, Kafkas, Bosna yiğitlerine
Miraç’da Ahmed’in gördüklerine
Allah’ın sevdiklerine selam, et
Divaneyim tüm insanları severim
Senden gayri kim var, kime gideyim
Bilmiyorum kime selam salayım
İki cihan nuru elinde olana selam, et
Sana Destan yazmaya başladım
Kendimden biraz kelam söyledim
Hak, nasip etti Sefil Derviş’e uğradım
İlham aldığım Sefil Derviş’e selam, et
Sevenlerin naaşını yolcu ederken
Aşıklar Kabe’de gözyaşı dökerken
Baban Arafat’a, Hak katına çıkarken
Cümle Meleklere bizden selam, et
Bizden dua bekleyen canlara
Anam, bacım, dedem, ebem dostlara
Doğan, Barış bütün dindaşlara
Açılınca zaman ve mekan; selam, et
Hak, hidayet versin tüm insanlara
Cennet ve Cumalullah’a erenlere
Eles’den beri hep inananlara
Aşkından kalbini yaranlara selam, et
Orada buluşunca Bekir yoldaşımla
Şehit olup önce giden sırdaşıma
Hacı Bektaş, Mevlana, Yunus gönüldaşıma
Zulme uğramış, tüm riyasızlara selam, et
Şehidim, senden isteğim böyle
Divane, o aşktan delidir söyle
Ben çok günahkarım, bir dilek eyle
Bu kıtmirden Sevgili’ye selam, et
22.04.1977
Ankara-İlker 03.00
memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş - Deprem 2
Ülkeme kar yağdı sevindik... Beyazlara büründü gelinlik, sandık meğer memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş bilemedik.. ... Umulur ki Ak...
-
" KEMAL KELLECİ; sırtında anadolu’ya tefsir taşıyan adam… " http://www.edebistan.com/index.php/emeti-saruhan/kemal...
-
Necati ÇAVDAR, Şair Durmuş Ali EKER ile.. Şair Durmuş Ali Eker, "Kar Beyaz Su Renksiz" isimli k...
-
MUHSİN YAZICIOĞLU #MuhsinYazıcıoğlu “SONSUZLUK YOLCUSU”, PEYGAMBER ÇİÇEĞİ Muhsin YAZICIOĞLU, Bozukta olsa; Kurulu, düzenimiz “Her y...