Işığın etrafında dönen pervaneyi,
Daire daire tutan birbirlerini,
Sıra sıra ahenkle dönen yıldızları,
O’nu bilip de kul olmak hoş geldi bize..
Gökte hiç yokken bulutların gelişini,
Kafi miktarda yağmurların yağışını,
Her baharla tabiatın dirilişini,
Görüp de O’na kul olmak hoş geldi bize...
Kırsak da ağaçların meyve verişini,
Hayat için civcivin kabuk kırışını,
Sevenlerin sevdiğine can verişini,
Farkına varıp kul olmak hoş geldi bize...
Aciz kulların peşinde gidenleri,
Bir iki pul için kendinden geçenleri,
Fani zevkler için zilleti seçenleri,
Görünce Hak’ka kul olmak hoş geldi bize..
Her varlığın özde O’na yönelişini,
Hak’ka kul olanın gayrı hür oluşunu,
Ömrü bitenlerin hep O’na gidişini
Anlayıp O’na kul olmak hoş geldi bize...
Zamanın tümünde Hak’kı ananları,
Coşarak çağlayıp ummana gidenleri,
O’nu bilip de hep O’nu isteyenleri,
İdrak edipte kul olmak hoş geldi bize...
Semaya yıldızları dizi dizi dizen,
Altımıza renk cümbüşü halılar seren,
Her nefise ayırmadan nimetler veren,
Sultanı bilip kul olmak hoş geldi bize...
Nimet sahiplerinin peşindekileri,
İnsanların muhtaca kul oluşlarını,
Sarılışlarını, sena edişlerini,
Görüp de Hak’ka kul olmak hoş geldi bize...
Bitkilerin bile sevgiye varışlarını,
Çileklerin tümden sevgi kokuşlarını,
Tüm kitapların kainata bakışlarını,
Anlayarak kul olmak da hoş geldi bize...
Necati Çavdar
14.7.l997 ANKARA
00.20 Pazartesi
ÇAVDAR'IN Obası: lV NECATİ ÇAVDAR'IN Çığlık, 28 ŞUBAT TÜRKÜSÜ, GÜNEŞİ GETİRİRİM, UYAN, MORSALKIM, HÜSEYİNNNAME, GÖR, VANNAME HALNAME, SONSUZLUK YOLCUSU, TÜMÜLÜS,KORANA İSMİ İLE KİTAPLAŞTIRDIKLARI İLE BU KİTAPLARDA YER almayan DİĞER ŞİİRLERİ .. Veya ŞİİRLERLE bir hayat, toplumsal OLAYLARA, değişimlere şiirle tanıklık ..
4 Eylül 2006 Pazartesi
İnsan..
l
İnsan bu..
Kimle, kime,
Nasıl, nerede
Hizmet eder...?
Emrolunduğu yerde.
Sarayları, servetleri terk eder de
Müşahede eder en olmayacak yerde
Ona fareler dost, geçim perde,
Güya rızkı arar; iki metrelik yerde.
Sebep olacaksa...
Bulunur en olmaz, en bilinmez yerde.
Kavgası; kendiyle, kendinde...
İnsan bu..
Kimle, kime,
Nasıl, nerede
Hizmet eder...?
Emrolunduğu yerde.
Sarayları, servetleri terk eder de
Müşahede eder en olmayacak yerde
Ona fareler dost, geçim perde,
Güya rızkı arar; iki metrelik yerde.
Sebep olacaksa...
Bulunur en olmaz, en bilinmez yerde.
Kavgası; kendiyle, kendinde...
İNTİŞAR EYLE
Bir mübarek gece Recep ayında
Gördüm seni şefiin huzurunda
O, sen, ben yanında, kimse yok başka
Bir işaret saydım o anı öyle
Haktan gayrıya halimi arz etmem
Yayıncı bilmem namerde gitmem
Paraları bitirdim artık güç yetiremem
Devamı var halka intişar eyle
Sırları kimseye hiç bildirmedim
Haramdan kaçtım avanta yemedim
Kitabı bastım buyurun diyemedim
Millete kavuşması için bir yardım eyle
Hakimi olduğun dava aşkına
O gece görülen rüya aşkına
Emini olduğun şehir aşkına
Bana değil yayımına yardım eyle
Para istemem pul istemem
Şan istemem şöhret istemem
Halkın önünde bulunmak istemem
Önderliğin adına az gayret eyle
Gördüm seni şefiin huzurunda
O, sen, ben yanında, kimse yok başka
Bir işaret saydım o anı öyle
Haktan gayrıya halimi arz etmem
Yayıncı bilmem namerde gitmem
Paraları bitirdim artık güç yetiremem
Devamı var halka intişar eyle
Sırları kimseye hiç bildirmedim
Haramdan kaçtım avanta yemedim
Kitabı bastım buyurun diyemedim
Millete kavuşması için bir yardım eyle
Hakimi olduğun dava aşkına
O gece görülen rüya aşkına
Emini olduğun şehir aşkına
Bana değil yayımına yardım eyle
Para istemem pul istemem
Şan istemem şöhret istemem
Halkın önünde bulunmak istemem
Önderliğin adına az gayret eyle
KIM ÖZLER?
Özler mi?..
Ağaç yaprakları
Çocuk sevgiyi
Gül dikenlerini
Toprak yağmuru
Benim seni özlediğim gibi
Özler mi?..
Sevgi karşılığını
Mutluluk paylaşmayı
Gözler görmeyi
Benim seni özlediğim gibi
Özler mi/..
Anne çocuğu
Kış sıcağı
Yaz güneşi
Benim seni özlediğim gibi
Özler mi?..
Güneş dolunayı
Gece aydınlığı
Siyah beyazı
Benim seni özlediğim gibi
Özlermi?..
Çöller suyu
Gök yıldızı
Hasret sılayı
Benim seni özlediğim gibi
Ağaç yaprakları
Çocuk sevgiyi
Gül dikenlerini
Toprak yağmuru
Benim seni özlediğim gibi
Özler mi?..
Sevgi karşılığını
Mutluluk paylaşmayı
Gözler görmeyi
Benim seni özlediğim gibi
Özler mi/..
Anne çocuğu
Kış sıcağı
Yaz güneşi
Benim seni özlediğim gibi
Özler mi?..
Güneş dolunayı
Gece aydınlığı
Siyah beyazı
Benim seni özlediğim gibi
Özlermi?..
Çöller suyu
Gök yıldızı
Hasret sılayı
Benim seni özlediğim gibi
KUL OLDU
Tükenmez zannedip,
Kuşağına kul oldu
Solmaz diye ,
Bir dilberin eteğine kul oldu
Gelmedi aklına ihtiyarlık,
Sözlerine gözlerine kul oldu
Bitmez diye,
bir ağanın parasına kul oldu
Beyni fikri felç oldu da,
Bir soytarının sözlerine kul oldu
Kurmaz cümleyi, bilmez dili;
Bir iki “entel” kelimeye kul oldu
Bunca yıl yapmaz sporu,
Hiç atmamış vücuttan teri
Sahalardakinin çalımına kul oldu
Okumaz kendi çokça meth eder,
Bilemez gerçeği bir cahile kul oldu
Başı gökte, ayağı bulutta gider
Göremez aczini, benliğine kul oldu
Kendini bilemeyip,
Özdeki o cevheri göremeyip
Fani, süflî arzulara,
Kararacak güneşlere kul oldu
Kuşağına kul oldu
Solmaz diye ,
Bir dilberin eteğine kul oldu
Gelmedi aklına ihtiyarlık,
Sözlerine gözlerine kul oldu
Bitmez diye,
bir ağanın parasına kul oldu
Beyni fikri felç oldu da,
Bir soytarının sözlerine kul oldu
Kurmaz cümleyi, bilmez dili;
Bir iki “entel” kelimeye kul oldu
Bunca yıl yapmaz sporu,
Hiç atmamış vücuttan teri
Sahalardakinin çalımına kul oldu
Okumaz kendi çokça meth eder,
Bilemez gerçeği bir cahile kul oldu
Başı gökte, ayağı bulutta gider
Göremez aczini, benliğine kul oldu
Kendini bilemeyip,
Özdeki o cevheri göremeyip
Fani, süflî arzulara,
Kararacak güneşlere kul oldu
LAF DEĞİL O’ NUN ÖLÇÜSÜ

S elami bey hep karanlıklara ışık yakar
E li, gözü, gönlü açık, ırmak gibi akar
L af değil O’nun ölçüsü, icraata bakar
A ltından anlar, ham demiri altın yapar
M alda mülkte gözü yok, insana bakar
İ lim O’nun özmalı, ona herkes uymalı
Ç ekmegil der “kaynak Kur’an olmalı.”
E leştirel, kırmadan hakikate varmalı
K endimizi başkada değil, bizde bulmalı
M eğer ki çalışıp, insan öze kendi varmalı
E ğer ki; ilim olmaz ise film de olmaz
G irilmezse hakikate, sırra da erilmez
İ lmel yakin, hakkal yakin ne? Bilinmez
L akin terlemeden hiç menzile varılmaz
12.l.l9
99
01.00ANKARA
MERDİVEN
Ne kaldı geriye dün geçenlerden,
Kimi ağır kimi hızlı çıkıyor ondan.
Ne için inilir, çıkılır ki merdivenden,
Bir aşağı bir yukarı bilmem neden ?
Bir zamanlar da inip çıkmışlar;
Geçmişler baban ve dedenler,
Göz önünde daim gelip gidenler
Bakiye mi heveslenir, fani olanlar?
Kimi ağır kimi hızlı çıkıyor ondan.
Ne için inilir, çıkılır ki merdivenden,
Bir aşağı bir yukarı bilmem neden ?
Bir zamanlar da inip çıkmışlar;
Geçmişler baban ve dedenler,
Göz önünde daim gelip gidenler
Bakiye mi heveslenir, fani olanlar?
MERHABA
Selam size ey yarenler
Hep Eli Hakka erenler
Halk içinde Hak görenler
Aşk şarabı içenler merhaba
Darlarda mutlu olanlar
Her an doğru yol bulanlar
Varlığı O’nda bulanlar
Bülbül gibi ötenler merhaba
Alem garip garip oluş
Anlamanın hepsi soruş
O’nu her eşyada görüş
Bilenlere selam olsun
Arla varmak gayet zordur
Kiri at, kalbe nur doldur
İslam girilecek yoldur
Candan uyanlara merhaba
10.1.1999
24.00.......
Hep Eli Hakka erenler
Halk içinde Hak görenler
Aşk şarabı içenler merhaba
Darlarda mutlu olanlar
Her an doğru yol bulanlar
Varlığı O’nda bulanlar
Bülbül gibi ötenler merhaba
Alem garip garip oluş
Anlamanın hepsi soruş
O’nu her eşyada görüş
Bilenlere selam olsun
Arla varmak gayet zordur
Kiri at, kalbe nur doldur
İslam girilecek yoldur
Candan uyanlara merhaba
10.1.1999
24.00.......
2 Eylül 2006 Cumartesi
MÜDÜRE HANIM
Toprağa doğmuş, işlemiş toprağı
Toplamış,deneyi, kuru yaprağı
Ekmeğini çıkarmış bir zaman
Dul kalmış tam otuz üçünde
Kucağında biri altı aylık
Bir doksanlık karı, beş yetim
Beslemeyen toprak, akan çorak dam
Her gün yediği acı..Çekerken gam
Umut, ikinci kez büyük şehir Ankara
Yardımlarla kurdu bir dam varoşlara
Geçim zor, imkan yok,para elde değil
Namus! beklerken bin bela oldu kızlar
Kader bu ..kurutulmak elde değil
Kış ortası, şiddetli ayaz
Damını başına yıktılar, gelmez ki şu yaz
İlbahar kış oldu, yazı sonbahar
Geçim zor, görmeyecek mi ki ilk bahar
Tek tesellisi idi küçük bahçesi, balkonu
Oyaladı yıldızlar bir süre onu
Birkaç kutu bin bir çiçek,
Naylon leğende sebze yetiştirecek
Uğraşısı, tesellisi baktığı iki torunu
Şaka diye koydum Kreş müdiresi adını
Bilmeyenler gerçek müdür sandı kadını
Ankara doyurmaz, kendi doyamaz oldu
Ümitlerin bittiğinde yeni bir güneş doğdu
Bir akşam yükünü sırtladı Müdire hanım
Göz yaşları içinde yeni bir hayale ..
Gözü arkada, gitti uzaklara ..
Diktiği birkaç ağaç, çektiği acı hatıralar
Geriye kaldı; bir kaç kutu reyhan, yadigar
Eylül 2001
Toplamış,deneyi, kuru yaprağı
Ekmeğini çıkarmış bir zaman
Dul kalmış tam otuz üçünde
Kucağında biri altı aylık
Bir doksanlık karı, beş yetim
Beslemeyen toprak, akan çorak dam
Her gün yediği acı..Çekerken gam
Umut, ikinci kez büyük şehir Ankara
Yardımlarla kurdu bir dam varoşlara
Geçim zor, imkan yok,para elde değil
Namus! beklerken bin bela oldu kızlar
Kader bu ..kurutulmak elde değil
Kış ortası, şiddetli ayaz
Damını başına yıktılar, gelmez ki şu yaz
İlbahar kış oldu, yazı sonbahar
Geçim zor, görmeyecek mi ki ilk bahar
Tek tesellisi idi küçük bahçesi, balkonu
Oyaladı yıldızlar bir süre onu
Birkaç kutu bin bir çiçek,
Naylon leğende sebze yetiştirecek
Uğraşısı, tesellisi baktığı iki torunu
Şaka diye koydum Kreş müdiresi adını
Bilmeyenler gerçek müdür sandı kadını
Ankara doyurmaz, kendi doyamaz oldu
Ümitlerin bittiğinde yeni bir güneş doğdu
Bir akşam yükünü sırtladı Müdire hanım
Göz yaşları içinde yeni bir hayale ..
Gözü arkada, gitti uzaklara ..
Diktiği birkaç ağaç, çektiği acı hatıralar
Geriye kaldı; bir kaç kutu reyhan, yadigar
Eylül 2001
Nasıl Anlatsam
Nasıl anlatsam seni anladığımı,
Yalnız olmadığını aydınlıkların karanlıkların.
Seninle olduğumda halkın yalnız bildiğini
Yüreğimin senle yanıp senle söndüğünü
Kalp atışlarının göz yaşlarımın,
Seninle attığını, sana gittiğini
Yeşile dönmediğini otların,
Sensiz güllerin açmadığını.
Naz yapmadığını goncaların,
Bülbüllerin boşa ötmediğini.
Çağlayıp giden suların,
Denizlerin okyanusta bitmediğini.
Bin bir lezzet sunan nimetlerin
Lezzetleri sensiz tatmadığımı.
Kendinden sulamadığını yağmurların,
Bulutların zerre atmadığını.
Gönüldekini koparmadığını fırtınanın.
Rüzgarın sensiz kopmadığını,
Bir zamanı olduğunu tüm doğumların.
Mayaların sensiz tutmadığını,
Bir anda dindiğini tüm dertlerin.
Seninle ağlayıp seninle gülündüğünü.
Nasıl anlatsam............
Hep dağ ötelerinde olduğunu Şirinlerin,
Ferhatların senin için dağlar deldiğini.
Kalplerinin parçalanmadığını sevenlerin,
Mecnun’un Leyla’yı sende bulduğunu.
Hep sana götürdüğünü tüm izlerin,
Yakub’un Yusuf’u senle gördüğünü.
Sebepsiz gezmediğini enginlerde gemilerin,
Tufan-ı Nuh’un senle dindiğini.
Sevmenin ayrılıklara, hicranlara gark ettiğini,
Her oluşun sende başlayıp sende bittiğini,
Sevenlerin sana dönüp, sana gittiğini.
Sensiz sevginin hepten mahvettiğini
Nasıl anlatsam ....
Bildiğimi.....
05.04.1995
Yalnız olmadığını aydınlıkların karanlıkların.
Seninle olduğumda halkın yalnız bildiğini
Yüreğimin senle yanıp senle söndüğünü
Kalp atışlarının göz yaşlarımın,
Seninle attığını, sana gittiğini
Yeşile dönmediğini otların,
Sensiz güllerin açmadığını.
Naz yapmadığını goncaların,
Bülbüllerin boşa ötmediğini.
Çağlayıp giden suların,
Denizlerin okyanusta bitmediğini.
Bin bir lezzet sunan nimetlerin
Lezzetleri sensiz tatmadığımı.
Kendinden sulamadığını yağmurların,
Bulutların zerre atmadığını.
Gönüldekini koparmadığını fırtınanın.
Rüzgarın sensiz kopmadığını,
Bir zamanı olduğunu tüm doğumların.
Mayaların sensiz tutmadığını,
Bir anda dindiğini tüm dertlerin.
Seninle ağlayıp seninle gülündüğünü.
Nasıl anlatsam............
Hep dağ ötelerinde olduğunu Şirinlerin,
Ferhatların senin için dağlar deldiğini.
Kalplerinin parçalanmadığını sevenlerin,
Mecnun’un Leyla’yı sende bulduğunu.
Hep sana götürdüğünü tüm izlerin,
Yakub’un Yusuf’u senle gördüğünü.
Sebepsiz gezmediğini enginlerde gemilerin,
Tufan-ı Nuh’un senle dindiğini.
Sevmenin ayrılıklara, hicranlara gark ettiğini,
Her oluşun sende başlayıp sende bittiğini,
Sevenlerin sana dönüp, sana gittiğini.
Sensiz sevginin hepten mahvettiğini
Nasıl anlatsam ....
Bildiğimi.....
05.04.1995
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
Akşamın tülü çekildiği vakit Gece, gündüzle yapar mı akit
Akşamın tülü çekildiği vakit Gece, gündüzle yapar mı akit ... İlaç, bahane hasta; şifa bulur elbet Hastalık sebep mi, ölüm var, akıbet Sebe...
-
GAZANIZ MÜBAREK OLSUN Ebedi ülkü için geldiniz, Bİrlik Hak’ta dediniz, Dirlik için bir oldunuz Gazanız mübarek olsun. Bey...
-
Ayasofya Sen! .. Suskunken; sızlamaz mı, kemikleri Fatih'in Sen! .. Mahzunken; bükülmez mi boynu Eyub'un Sen...

