SELİMİYE
Tüm değerler, uyumda
Taş, ışık, ses kıyamda
Temeli, bir bütün kaya
Uzanıyor güneşe, aya..
Hesap edip, inceden inceye
Cizgi çizgi çizmişler…
Güzellik ne ise;
Oya oya,
Dantel dantel işleyip,
Gökle yerin öpüştüğü yere
Kalem gibi,
Kêlam gibi dizmişler….
Ruhla madde bütünlenip
Ezan’da buluşmuşlar
Nice Sultan, gönül erleri secdelere durmuşlar
İlayıkelimetullah seferine
çıkanlar;
Selamlayıp, Selimiye’yi
Tunca - Meriç’den içip kutlu
gazalara yol almışlar..
“Belki devran döner” de, diye
mi?
Serhad’a kala diye
Selimiye’yi kurmuşlar
26 Ekim 2012 / Cuma - Edirne
////////////////////////////////////////
Mimar Sinan Selimiye camii'nin kubbesini o genişliğe oturtmak için 13 bilinmeyenli bir denklemi matematiğin bilinen 4 ana işleminden farklı beşinci bir işlem oluşturarak çözmüştür. Ayrıca minarelerin serefelerine çıkanların yolda birbirlerini görmemeleri ise büyük bir bir dehanin ürünüdür. Almanlar aynı sistemi meclislerinin önündeki dev kürede kullanmışlardır Mimar Sinan ise bu sistemi 2 metre çapındaki minarelere yüzyıllar önce monte edebilecek bir dehadir.Almanların dehası ise, o kopya metale Selimiye'den daha fazla turist çekebilmelerindedir.
Selimiye camisisinin zemini gevşek topraktır bu nedenle minarelerinin yakın zamanda yıkılacağı düşünülmüş uluslararası bir grup mühendis toplanıp camiiyi sağlama alma üzere incelemelerde bulunulmuş ve son olarak en son teknoloji olan meetal kelepçelerle minarelerin temellerini sabitlemenin en iyi çözüm olduğuna karar vermişlerdir. Minarelerin temellerini açınca, koymayı düşündükkleri kelepçelerin aynıları ile karşılaşmışlardır. Mimar Sinan yüzyıllar önce aynı şeyi düşünmüş, yapmış bir şahsiyettir.
Ayrıca 1950 lerde bir grup Japon mühendis Türkiye'de mevcut tarihi eserleri incelemek için izin alır sıra Selimiyeye geldiğinde ondan sonraki tüm incelemeleri iptal ederler ve kalan tüm zamanı bu camiiye ayırırlar çünkü camii bambaşka, bilinmeyen sistemlere sahiptir. Uzun süre incelemelerin sonucunda caminin altında mevcut raylı sistemi keşfederler bu sistem sayesinde o zayıf toprakta yapı ayakta kalabiliyor ve herhangi bir sarsıntıda 5 derece dolaylarında esneyebiliyordu bu şekilde yapı en ufak zarar görmüyordu. Bu sistemi keşfeden Japonlar ülkelerine döndüklerinde aynı sistemi gökdelenlerde uygulamaya başlarlar ve gökdelenlerin güvenliği,sağlamlığı katbe kat arttırılmış olur. Sonuç olarak bugün tüm dünyada gökdelenlerde bu sistem uygulanmaktadır.
Türk mimari tarihine adını altın harflerle yazdırmış olan Mimar Sinan, Kayseri’nin Ağırnas Köyü’ndendir.
SAIRIN Yeri Necati ÇAVDAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder