Veda artık her şeye...
“İPLİKÇİ”YE VEDA!...
Kendi narin, salınımı iyi, endamı hoş
Çok gezmiş, dili: tatlı, hem iki dilli
Yelpazesi geniş, bakışları loş
Fantezi bu ya..Bir ahuya kurban gittik..
Dış dünyalara açamadım, birinci ay
Yeni alanlara göçüremedim, ikinci ay
Şeyh uçmuyor,uçuramadım!..Üçüncü ay
Kabiliyet yok, boş hülyaya kurban gittik
Adamlar mı zalim, biz mi çok salak
İşleri: “Getirin pulları, biz savurak”
İktisat değil istenen harman savurmak..
Bir gözleri sürmeliye kurban gittik
Eh değirmeden dize dizi, dile dili
Olur mu, iyice muhabbetin tadı?
Sebepsiz olmaz vardır hikmeti.
Bir hali hoş dilbere, kurban gittik
İblik, sardım makaraya almıyor
Delik küçük, tuğra büyük sarmıyor
İşçi ekmek derdinde ne olduğunu, bilmiyor
Bir ahu için hem deRecep’te kurban gittik
Herkes kendine yakışanı yapar
Kimi Allah’a kimi kendine tapar
Oruç ağız kapı dışarı apar topar
Tam “kandil”de bir “zalim”e kurban gittik..
ll
Fikir koydum, boş kafalar almadı
Toprak; çorak, taşıma su ile doymadı
Söylenenler işine gelmeyince duymadı
Boyumuz “iplikçi” ölçülere uymadı
Yün eğirdim, iplik çektim olmuyor
Çarklar, uyumsuzsa dönmüyor
Alışkanlık..Çıkarına tezgah kuruyor
Taşıma suyla netsen, doymuyor
İş erbabı; halı dokur, zalim; ne çorap örer..
Sendika ağası, boşluktan; “düzen” kurar.
Pisliğini görmez başkalarına “bok” atar
Olmazsan ortak, bir kalemde siler de atar
Boş değil elbet bilenler, tecrübe ile söylüyor:
“Özünde soyluluk yoksa, tacda giyse soysuzdur”
Niyet bozuk ise senin çaban sonuç vermiyor
Belki kader, ne yapsan yap, olmayınca olmuyor
lll
Diyor işin erbabı Muallim Sacid:
“.... Malatyalı mı?
Yok canım.. İşte ölçü sana..
Yazamaz.. Muhakeme gücü yoktur.
Ammaaa.. Söylenini iyi ezber eder..
Ölçü bu..Kafakağıdı yassa da
Olsa olsa yabandan gelen, ...dir..”
Boyuna bakıp, bir “adam” sandık
Düşüklüğün oranını kestiremedik
Hal ordada..Bel kalın, yürüyüş çarpık
Sade o olsa, kafa kel, fizik bozuk
Mühim olan görüntü.. Fikir neki?..
İLO’larda silolarda fayda etmez
Geçer akçe, “yabancı”, yerli ne ki
Amelikana satmadık mı.İhlas’ı,
Aslında yücelmedir “engin”lik
Resmileşmiş, doğuştan ” alçaklık”
Özünde varsa, gayet basit alçalmak
Kolay mı? Enginlere erişip, büyümek!
****
İsrail, Lübnanı döverde döver.
ABD, zulümde ondan da beter
Hiç değilse onlarınki açık düşmanlık
“Müslüman” maskelisi ondan da beter
İsrrail yuvalar yıkıyor, öldürüp bitiriyor
Dünya siyonissleri kurşun getiriyor
Müslüman, Müslüman’a kan içiriyor
Kapalı zalim açık düşmandan beter..
Yusuf, Kenan diyarında gezer
Zalim kudurur, Kenandakileri ezer
Divane, acı çok hangisini yazar
İçimizdeki zalim siyondan beter..
1.8.2006-Ankara- Aşiyan
“İPLİKÇİ”YE VEDA!...
Kendi narin, salınımı iyi, endamı hoş
Çok gezmiş, dili: tatlı, hem iki dilli
Yelpazesi geniş, bakışları loş
Fantezi bu ya..Bir ahuya kurban gittik..
Dış dünyalara açamadım, birinci ay
Yeni alanlara göçüremedim, ikinci ay
Şeyh uçmuyor,uçuramadım!..Üçüncü ay
Kabiliyet yok, boş hülyaya kurban gittik
Adamlar mı zalim, biz mi çok salak
İşleri: “Getirin pulları, biz savurak”
İktisat değil istenen harman savurmak..
Bir gözleri sürmeliye kurban gittik
Eh değirmeden dize dizi, dile dili
Olur mu, iyice muhabbetin tadı?
Sebepsiz olmaz vardır hikmeti.
Bir hali hoş dilbere, kurban gittik
İblik, sardım makaraya almıyor
Delik küçük, tuğra büyük sarmıyor
İşçi ekmek derdinde ne olduğunu, bilmiyor
Bir ahu için hem deRecep’te kurban gittik
Herkes kendine yakışanı yapar
Kimi Allah’a kimi kendine tapar
Oruç ağız kapı dışarı apar topar
Tam “kandil”de bir “zalim”e kurban gittik..
ll
Fikir koydum, boş kafalar almadı
Toprak; çorak, taşıma su ile doymadı
Söylenenler işine gelmeyince duymadı
Boyumuz “iplikçi” ölçülere uymadı
Yün eğirdim, iplik çektim olmuyor
Çarklar, uyumsuzsa dönmüyor
Alışkanlık..Çıkarına tezgah kuruyor
Taşıma suyla netsen, doymuyor
İş erbabı; halı dokur, zalim; ne çorap örer..
Sendika ağası, boşluktan; “düzen” kurar.
Pisliğini görmez başkalarına “bok” atar
Olmazsan ortak, bir kalemde siler de atar
Boş değil elbet bilenler, tecrübe ile söylüyor:
“Özünde soyluluk yoksa, tacda giyse soysuzdur”
Niyet bozuk ise senin çaban sonuç vermiyor
Belki kader, ne yapsan yap, olmayınca olmuyor
lll
Diyor işin erbabı Muallim Sacid:
“.... Malatyalı mı?
Yok canım.. İşte ölçü sana..
Yazamaz.. Muhakeme gücü yoktur.
Ammaaa.. Söylenini iyi ezber eder..
Ölçü bu..Kafakağıdı yassa da
Olsa olsa yabandan gelen, ...dir..”
Boyuna bakıp, bir “adam” sandık
Düşüklüğün oranını kestiremedik
Hal ordada..Bel kalın, yürüyüş çarpık
Sade o olsa, kafa kel, fizik bozuk
Mühim olan görüntü.. Fikir neki?..
İLO’larda silolarda fayda etmez
Geçer akçe, “yabancı”, yerli ne ki
Amelikana satmadık mı.İhlas’ı,
Aslında yücelmedir “engin”lik
Resmileşmiş, doğuştan ” alçaklık”
Özünde varsa, gayet basit alçalmak
Kolay mı? Enginlere erişip, büyümek!
****
İsrail, Lübnanı döverde döver.
ABD, zulümde ondan da beter
Hiç değilse onlarınki açık düşmanlık
“Müslüman” maskelisi ondan da beter
İsrrail yuvalar yıkıyor, öldürüp bitiriyor
Dünya siyonissleri kurşun getiriyor
Müslüman, Müslüman’a kan içiriyor
Kapalı zalim açık düşmandan beter..
Yusuf, Kenan diyarında gezer
Zalim kudurur, Kenandakileri ezer
Divane, acı çok hangisini yazar
İçimizdeki zalim siyondan beter..
1.8.2006-Ankara- Aşiyan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder