17 AĞUSTOS 1999
Bir tek Köşkün yanıyor ışıkları içi boş
Elektrik kesildi her taraf karanlık, loş
Fayda etmiyor ne yana koşarsan koş
İmdat etmek ne ki Allah’tan gayrısı boş
Bir anda Sistem sustu, Başbakan sustu
Kesildi tüm hatlar, her irtibat koptu
Yıkıldı saraylar, nice yürekler koptu
Sarhoş Yetsin uyandı da, bizim şair sustu
Titrek sesi, boğazında düğümler koptu
Başbakan, bakandan, o milletten koptu
17 Ağustosta diktanın milletle bağı koptu
Yer yarıldı, deniz götürdü, sahiller çöktü
Adı “irtica“ ile anılan o gölcük çöktü
Durdu sunî sistem, beşeri egemenlik çöktü
Yandı en mamur tesis, ülkenin ödü koptu
Göz yaşları can hıraş çığlık çığlığa karıştı
Yandı yürekler çağlayan olup çoştu
İnsanlık ideali, kinleri terk edip sınırlar aştı
Ebabil olup alem hemen yardıma koştu
Medya orada, çöken Rusya bile erken koştu
Kızılay, sivil savunma ve “balans”çılar çöktü
Yıkıldı suni fen,75 yıllık cüce devrim çöktü
Garip, başörtüsünü tehlike gören “o kafa’’ çöktü
Hasılı resmi dayatma, büyütülen ejderha çöktü
17 AĞUSTOS 1999
Dikmen/ilker - Ankara
GÖLCÜK 1999 DEPREMİ
...............
Tutanak’ta ‘tarihe not ! düşerken”
Sıkıntılar peşim sıra koşarken
İrinli bir yarayı kökten deşerken
Ansızın şok etti milleti sallandı alem
...
Kat dörtteyiz bu sarsıntı fazla
“Besmele” yeter; başka söz asla..
Bilmiyoruz o an nere girdi yasa?
Fırlattı milleti sokağa sallandı alem
.............
Telefonlar sustu, çalmıyor ziller
Soldu, bir yerlerde o gonca güller
Onlara akar; göz yaşları, olur seller
Devindi yine dünya; sallandı alem
......
Dünkü çok hafifti, bu büyük gardaş
Onun merkezi Sapanca, bu yakın koş
Geliyor haberleri acıların yavaş yavaş
Anında belirsizliğe soktu, sallandı alem
.....
Ajanslar can hıraş; yeni geliyor haber
Düzce; yerle bir, Kaynaşlı; ondan beter
Deprem zor da bir de ateş; tuz eker
Akşamın karanlığında sallandı alem
...
Artçı martçı değil, yeni bir büyük şok bu
Binler enkazda, kimi yanıyor, yok mu su?
Eş, kardeş, ana erişilmiyor; ateş gelir kokusu
Yandı canlar; acı sardı her yeri, sallandı alem
...
Sanki gelinlik giyinmiş, bembeyaz
Kelimeler; kurşun, çığlıklar; ayaz
Dayan baba; evladına mezar kaz
Çocuklar da ağlıyor avaz avaz
Divane dövün ağla ne yazsan az
Maltepe /Ankara 12 Kasım 1999
.......................
DÜZCE 1999 DEPREMİ
Bir tek Köşkün yanıyor ışıkları içi boş
Elektrik kesildi her taraf karanlık, loş
Fayda etmiyor ne yana koşarsan koş
İmdat etmek ne ki Allah’tan gayrısı boş
Bir anda Sistem sustu, Başbakan sustu
Kesildi tüm hatlar, her irtibat koptu
Yıkıldı saraylar, nice yürekler koptu
Sarhoş Yetsin uyandı da, bizim şair sustu
Titrek sesi, boğazında düğümler koptu
Başbakan, bakandan, o milletten koptu
17 Ağustosta diktanın milletle bağı koptu
Yer yarıldı, deniz götürdü, sahiller çöktü
Adı “irtica“ ile anılan o gölcük çöktü
Durdu sunî sistem, beşeri egemenlik çöktü
Yandı en mamur tesis, ülkenin ödü koptu
Göz yaşları can hıraş çığlık çığlığa karıştı
Yandı yürekler çağlayan olup çoştu
İnsanlık ideali, kinleri terk edip sınırlar aştı
Ebabil olup alem hemen yardıma koştu
Medya orada, çöken Rusya bile erken koştu
Kızılay, sivil savunma ve “balans”çılar çöktü
Yıkıldı suni fen,75 yıllık cüce devrim çöktü
Garip, başörtüsünü tehlike gören “o kafa’’ çöktü
Hasılı resmi dayatma, büyütülen ejderha çöktü
17 AĞUSTOS 1999
Dikmen/ilker - Ankara
GÖLCÜK 1999 DEPREMİ
Kocaeli'nin Gölcük ilçesi merkezli 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen Richter ölçeğine göre 7.4 büyüklüğündeki depremde resmi kayıtlara göre Kocaeli başta olmak üzere Yalova, Sakarya, İstanbul, Bursa, Bolu, Zonguldak ve Eskişehir'de toplam 18 bin kişi öldü, 20 binden fazla kişi yaralandı. Marmara Bölgesi ile Ankara ve İzmir'e kadar geniş alanda hissedilen 45 saniye süren depremde binlerce yapı yerle bir oldu.
...............
Tutanak’ta ‘tarihe not ! düşerken”
Sıkıntılar peşim sıra koşarken
İrinli bir yarayı kökten deşerken
Ansızın şok etti milleti sallandı alem
...
Kat dörtteyiz bu sarsıntı fazla
“Besmele” yeter; başka söz asla..
Bilmiyoruz o an nere girdi yasa?
Fırlattı milleti sokağa sallandı alem
.............
Telefonlar sustu, çalmıyor ziller
Soldu, bir yerlerde o gonca güller
Onlara akar; göz yaşları, olur seller
Devindi yine dünya; sallandı alem
......
Dünkü çok hafifti, bu büyük gardaş
Onun merkezi Sapanca, bu yakın koş
Geliyor haberleri acıların yavaş yavaş
Anında belirsizliğe soktu, sallandı alem
.....
Ajanslar can hıraş; yeni geliyor haber
Düzce; yerle bir, Kaynaşlı; ondan beter
Deprem zor da bir de ateş; tuz eker
Akşamın karanlığında sallandı alem
...
Artçı martçı değil, yeni bir büyük şok bu
Binler enkazda, kimi yanıyor, yok mu su?
Eş, kardeş, ana erişilmiyor; ateş gelir kokusu
Yandı canlar; acı sardı her yeri, sallandı alem
...
Sanki gelinlik giyinmiş, bembeyaz
Kelimeler; kurşun, çığlıklar; ayaz
Dayan baba; evladına mezar kaz
Çocuklar da ağlıyor avaz avaz
Divane dövün ağla ne yazsan az
Maltepe /Ankara 12 Kasım 1999
.......................
DÜZCE 1999 DEPREMİ
Düzce'de 12 Kasım 1999'da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki deprem, Ukrayna'dan da hissedildi. 30 saniye süren depremde 710 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 678 kişi ise yaralandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder