25 Temmuz 2020 Cumartesi

Selamlanan Anadolu İhtilali, Ayasofya



SELAMLANAN ANADOLU İHTİLALİ..,
Kalpten arşa yükselen mazlumların pak niyazı
Ulaştı; Hakka.. Devlet; verdi karar.. Millet; razı

Millet saf saf... Devlet ricali dizi dizi
Kan ağlıyor, kefere.. Münafık da sızı

Müjde idi 15 temmuz, Malazgirt misali
Müjdesidir,Ayasofya ; başlasın gönül fethi
Gelecek mutlak Yavuzun, Süleymanın nesli
...
Müjdelendi; en sıkıntılı zamanda şahittir, Hendek
Mabet olarak yapıldı, mabet kalacak kıyamete dek
.....
Anadolu' yu yuva yapma azmi, cehdidir
Bu Malazgit'de kılınan Cuma namazıdır
İşşgale direniş, kuvetli söz; yemindir
Bu gün; milli haykırış, Sultanahmet' tir..
Bu gün; milli şahlanıştaki aynı özdür..
Bu gün; Hacıbayram'da verilen sözdür
Bu gün milletin kendini bulduğu gündür
Bir "serderge"nin "Kahramanlaştığı" andır
Ve Ayasofya ile nizam bulur dünya, düzeni
Oturuyor yerine saptı sanılan cihan ekseni
......
Haykıracak, Ezanlar; hakikati, "tek din İslam"
Edecek millet, Allah'a; hamd.. Resüle;SELAM
........
Ruhunda hissettiğin şu an gerçekleşiyor
Silkindi Millet; karanlıktan, çağlar aşıyor

..........
Koşuyor insanlar, huzura; sanki çağlıyor
Ayasofya; Tekbirlerle, mazide ki gibi çınlıyor
Millet, hüznü terk edip sevinçten ağlıyor
Cihanın her yerinde dualar, şükürler, Arş da
Sırlar sırı, gönülden gelen o iki damla yaşta
.....
Sandılar kestik, Türk'ün iflahını, dermanını
Okuyacaklar; Işık hızında ulaşan fermanını
Kulak verecek Moskova..Paris, Londra, Waşinton
Ses verecek ; Çin Seddi.. Nil, Tuna, Volga ve don
....
Buhara, Kaşgar, Taşkent seni bekler
Bekler; mahzun iller, mazlum milletler
Bekler; seni Hansaray, esir Kudüs
Küllerinden doğar inşallah Endülüs
..
Angara hilalinde ki Tümülüse çekilir Sancak
Kurtulur ; aleme Ayasofya HİLALi doğunca, ancak
Taaa ezelden aynı niyetle Hakka adanmış yapı
Yine buluştu Allah'a adanmış milletin çocukları
Efsane idi yeniden Tevhid'e kavuşup efsaneleşti

Ayasofya; Fatih’in yeniçağ açtığı yerdir
Bu gün alem-i İslam’ın coştuğu andır
Olanlara bütün dünyanın şaştığı andır
Hadise; övülmüş milletin aldığı şandır

Hatırlatıyor; Hz. İbrahim mucizesini, Haç ayı
3 Zilhicce 1441, İslam nuru sardı Ayasofya’yı
Her yer korana, dünya; şok da, başka hal yaşıyor
Ayasofya ‘da yeni bir oluş, başka an yaşanıyor

Bitecek elbet Şarkın izmihlali
Doğuda, batıda parlayan hilali
Selamlanıyor; şu an Anadolu ihtilali
24 TEMMUZ 2020 Cuma
Ahimesud/ Alsancak

#AYASOFYA 


Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, kalabalık ve açık hava, şunu diyen bir yazı 'TARİHİ GÜN! 86 YIL SONRA AYASOFYA'DA İLK CUMA NAMAZI'




//////////////////////////////////////////////////////////////////////////

TARİHTE BUGÜN
7 yıl önce
9 Kasım 2013 
Herkese Açık ile paylaşılıyor
Herkese Açık
Ayasofya
Sen! ..
Suskunken; sızlamaz mı, kemikleri Fatih'in
Sen! ..
Mahzunken; bükülmez mi boynu Eyub'un
Sen! ..
Kilitliyken; kırılmaz mı gönlü milletin
Razı olur mu? ..
Fethi emreden Resul'un..
Ey müminler! ..
Açın ellerinizi semayı inletin
Bu gün geldim..
Yine kilitlisin, mahzun, hüzünlü..
Sende yüklü;
Milletimin talihi, düğümlerin çözümü
Cihan sultanlarının secdeye vardığı mabet
Senden..
Kıtalara saf saf ordular gönderirdi, ümmet
Sende gizli..
İnananların kaderi, şarkın mukadderatı
Diner;
Mazlumların ahı, senden alır kurtulanlar beratı
Ağlarım gülmezsen; başımız değmez göğe
Sustursalar da seni;
Yetmedi güçleri şahadetlerine! ...
Dilin susmuş, bülbüller ötmez olmuş ne gam?
Benden ayrısın güya;
Milletin kalbindesin her an
Cihan sultanlarına su veren çeşmeler
Kurumuş menbağı, mesken tutmuş yosmalar! ..
Ne deriz,
Sultanlar Sultanı'na dönünce feleğin çarkı
Dibinde meyhane, rengin ne;
Kalmamış Bizans’tan farkı? ...
Ey Ayasofya! ...
Sen mi hicran et, yoksa ben mi? ..
Susturdular aldılar;
Sende sembolleşen cevherimi
Kızılay'da başörtüsüne ağlayan bacı! ...
Ayasofya ile ancak diner, gözlerinin yaşı
Maddenize değil, ruhunuza zincir vurmuşlar
Ebediyen kurtardım diyenler;
Düzen, kurmuşlar
Çağ açan Hakan yok;
Alnına hilali kim assın,
Ümit şairi Akif yok;
Hicranını kim yazsın? ...
Bu ülkeye, bu millete;
Melekler intizar etmez mi,
Yüce davaların varisi devlet!
Bir kararname yetmez mi?
Ayasofya,
Elbet açılacak; açın, kurtarın! ..
Açın ki;
Milletin gönül tahtına oturun
Ey vekiller;
Kaldırın parmağınızı
Ayasofya'nın zincirleri kırılsın
Halktan aldığınız iradeyi kullanmazsanız;
Tutulsun diliniz, 'Kurusun elleri'niz
Söyleyin;
Sizi bağlayan nedir, bilelim? ...
Çözemezsiniz,
Bırakın millete çözelim
Kıralım zinciri,
Boğum boğum ezelim.
Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, takım elbise ve yazı
MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu Ayasofya'nın Yeniden İbadete Açılması İçin TBMM'ye Kanun Teklifi Verdi !
Ayasoyfa Sahte Evrakla Müze Yapıldı
Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması için TBMM'ye kanun teklifi veren MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, müze yapılması hususunda çıkarılan 7.11.1934 tarihli kararnamenin de sahte çıktığını söyledi.
Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması için TBMM'ye kanun teklifi veren MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, müze yapılması hususunda çıkarılan 7.11.1934 tarihli kararnamenin de sahte çıktığını söyledi.
Resmi Twitter hesabından konuyla ilgili bilgi veren eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Halaçoğlu, "Bugün (7 Kasım günü) Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması için kanun teklifi verdim. Müze yapılması hususunda çıkarılan 7.11.1934 tarihli kararname sahte çıktı. Resmi Gazete'de yayımlanmamış. 'Atatürk' adı verilmeden onun adı kullanılmış. Bu soyadı verilmeden adı böyle kullanılmış. İbadet yapılırken müze olarak da kullanılmaya devam edebilir. Tıpkı diğer camilerimizin turistlere açık olması gibi. Ayasofya fethin ve hakimiyetin sembolüdür. Ayasofya bir semboldür. İstanbul'un fethinin sembolü. İstanbul ile ilgili ABD ve diğer Avrupa liderlerinin beyanlarını görün, Patrikhanenin kullanmasından korkarsanız hiçbir şey yapamazsınız. Zaten bu durumlara düşmemiz hep bu korku değil mi?" dedi.
"BİLMEYENLERE NASIL İZAH EDEBİLİRİM"
"Böyle bir kanun teklifini kendini Türk gören herkesin desteklemesini beklerdim. Ne yazık ki bazıları bağcıyı dövmeye kalkıyor." diye sitem eden Halaçoğlu, şöyle devam etti: "Dört halifeyi sayamayan kişilere Ayasofya'nın ibadete açılmasının önemini nasıl anlatabilirim? Kurtuluş Savaşı'nda İstanbul'un neden işgal edildiğini ve bunun Hristiyan dünyası açısından hangi sebeple önemli olduğunu bilmeyenlere nasıl izah edebilirim. Maalesef gerçek budur. Rahatsızlığınızı anlıyorum. Rahatsız olsanız da bunu gerçekleştirmeye çalışacağım. Değer kelimesini bilmeyenler muhatabım değildir. İstanbul, Fatihlerin bize armağanıdır. Bundan rahatsız olanlar karşı çıkmaya devam edebilir. Türkler olarak buna hakkımız vardır. 'Hükümet karşı çıkar' diye bu tür girişimlerden vaz mı geçelim? Artık bırakın bunları ve kendinizi ifade etmekten çekinmeyin."
cihan

https://www.facebook.com/memories/?source=promotion_feed_story&story_id=10155919630912700&qp_h=AZIem60Vhxhv-toroVQ




Onlar {Ata'larımız, Ceddimiz, Dedelerimiz} Kalp Gözleri Açıktı Ve Gelecekte Ne Olacağını Allah (c.c) Kalplerine İlham Ediyordu..
Sahibi Ebulfetih Sultan Mehmet, Ayasofya İçin Yazdığı Arapça Vakfiyenin Sonunda Şu Sözlere Yer Veriyor:
“Kim Batıl Gerekçelerle Bu Vakfın Şartlarından Birini Değiştirirse Veya Maksat Ve Gayesinden Başka Bir Gayeye Çevrilmesine Kast Ederse Allah’ın, Meleklerin Ve Bütün İnsanların Laneti üzerine olsun. Ebediyyen Cehennemde Kalsınlar, Onların Azapları Asla Hafiflemesin Ve Onlara Ebediyyen Merhamet Olunmasın.”



28 Mayıs 2020 Perşembe

Malik değil Emanetçi

"Malik değil Emanetçi
Mukim değil Misafir
Kalıcı değil Yolcu
Durucu değil Gidici"


Yakup Abdal (Çankaya /Ankara) 27.05.2014 Salı günü


https://www.facebook.com/necati.cavdar/media_set?set=a.10152475583777700&type=3


Görüntünün olası içeriği: iç mekan

Görüntünün olası içeriği: açık hava

ŞAİRİN Yeri Necati ÇAVDAR

KEÇİ İLE MUHABBET


 KEÇİ İLE MUHABBET

 

Bu gün 17 Mayıs, ikibin  yirmi

Korana hapsinde verdiler izni

 

İşte  bu günde ihtiyarlara izin..

Gençler;  evleriniz olsun sizin.

 

Fırsat diye dışarı çıktım biraz

Sıcak mı sıcak, gelmişiyice yaz

 

Çevre civar yeşilliklere bürünmüş

Telaşa var; bahara vedaya hazırlanış

 

Sel gibi akan Caddeler bom boş

İnsanların ağzı bezli, bir hoş

 

Yürüdüm, boş   mekanları temaşa ederek

Birkaç kişi ya var ya yok, gerisi evde kalacak

 

MabetlerdenEzan sesi geliyor , hüzün

Sıkıntı biter mi,  bu  yaza  ya da güzün.?

 

Koca mescitte  var sade  bir kişi

Sonra geldi  namaza bekçiler, üç kişi

 

Namazlar; Kılınır oldu  Cemaatsiz

Koymasın Allah; Cuma, bayramsız

 

 

Secdelere  varılıyor ayrı ayrı

Virüse tedbir için böyle gayri

 

Toptan izin, İmamlar bile yok

Kesildi.. Yapılırdı dedikodu çok

 

Cemaat camiye , cami cemaate  hasret

İnşallah gösterir tezden  Mevla’m nusret

 

Ağızda maske her yer boş, dolaşıyoruz

Eski kalabalıktan eser yok, şaşıyoruz

 

KORANA hapsine sokulmuş çıkamazlar, dışarı

Kimilerini bağlasan durmazlar, girmezdi  içeri

 

 

KORANA kaçırıp, ayırdı insanı; anadan, yardan

Gidilmez, sılaya. Gelinmez,  başka diyardan

 

Kaç gündür diller şişti,  söylenecek çok

Fakat  muhabbet edecek  kimsecik yok

 

Kelebek Parkı’nda  sadece iki bekçi

Ekmek uğruna mecburen emekçi

 

Güvercinler özgürce uçuyorlar

Konuyor, İstediği yeri seçiyorlar

 

Karşıda , yemyeşilikler içinde iki keçi

Gidip konuşayım,  onlara dökeyim içi

 

İzin isteyip  oturdum yanlarına

Suskunlar,demek hasret;  insanlara

 

Oturup,  başladım anlatmaya

Vaziyetin ne olduğunu anlamaya

 

 

Geziyorsun sanki mezarlık

Esir almış her yeri sessizlik 

 

Her biri bir köy olan evler olmuş mezar

Kuşlara kalmış heralan, ediyorsun nazar

 

Toplanıyordu bir araya insanlar fevç fevç

Akın akın akar araçlar, trafik olurdu felç

 

Sosyalleşmeyende aranıyordu,  var mı hastalık

İnsanlar insandan kaçıyor,bulaşmasın hastalık

 

Şu mal, dükkân, araba; dokunamıyor İnsan

Senin sandıkların senin değil diyor, lisan

 

Ders almıyorduk, önceki  geçip gidenlerden

Sarayları, ne varsa viran olan medeniyetlerden

 

Bir gün olacak; demek böyle bir şeymiş

Her şey boş, Hakk’ı tanımak her şeymiş

 

Bir virüs, inşallah aklı başa getirir

Getirirde insanı kâmilliğe yetirir

 

 Bitti, gidiyor, Ramazan!  Dün idi, yirmi üçü

Bu toplu ceza ne karşılığı, insanlığın hangi suçu..?

 

Keçi; işte vaziyet, işte bu  maslahat

Kim anlar? Kim kime ede nasihat

 

Anlattım.. Can kulağı ile dinlediler

Ne tepki verdiler ne de ünlediler

 

 

Ben konuştum onlar sustular

Dedim galiba edebinden ustular

 

Yoksa birhal mi var, ediyorlar naz

Bil; konuş.. Bilmediğine susmak, farz

 

Ya da  şu garip halime bakıp şaşıyorlar

İnsan, şen çocuklar yok; neler yaşıyorlar

 

Hiç yapmadılarki etselerdi itiraz

Belki muhabbete tad gelirdi biraz

 

Keçiler; neden niçin hiç bir şey demediler

Fark ettim ki çimlerden de yemediler

 

Elleyip baktım;  içi boş, ses geliyor tıntın

Meğer cansızmış, dururlarüstünde otun

 

Plastiği şekle verip, süs diye koymuşlar

Gövdeyi keçiye benzetip, içini oymuşlar

 

Melih idi  20 yılAngara’da  tacidar

Bu iki keçi kalmış ondan yadigâr

 

İyi ki duymadı dediklerimi

Canlıya verilen eziyetleri

 

İnsanoğluister ki gezip dolaşsın  gönlünce

 “Dünya benim” diye yesin içsin keyfince

 

Gelir; çırıl çıplak elinden bir şey gelmez

Benim diye sarıldıkları kalır, götüremez

 

Gelirsin  çırıl çıplak,  başkası sararar seni beze

Gidersin yine çıplak, sarılıp kefen denen beze

 

İşte doldu,  65lere verilen izin vakit; tamam

Ömür de biter; aynı böyle bilmem, ne zaman

…..

Minarelerden yanık,  söyleniyor;  EsSELAM

İkaz ediyor;  “kendinize gelin” ilahi Kelâm…!!!!

 

17 Mayıs 2020 , 24 Ramazan -  Ahimesud/ Alsancak

 









KEÇ İ İLE MUHABBET

 

Bu gün 17 Mayıs, ikibin  yirmi

Korana hapsinde verdiler izni

 

İşte  bu günde ihtiyarlara izin..

Gençler;  evleriniz olsun sizin.

 

Fırsat diye dışarı çıktım biraz

Sıcak mı sıcak, gelmişiyice yaz

 

Çevre civar yeşilliklere bürünmüş

Telaşa var; bahara vedaya hazırlanış

 

Sel gibi akan Caddeler bom boş

İnsanların ağzı bezli, bir hoş

 

Yürüdüm, boş   mekanları temaşa ederek

Birkaç kişi ya var ya yok, gerisi evde kalacak

 

MabetlerdenEzan sesi geliyor , hüzün

Sıkıntı biter mi,  bu  yaza  ya da güzün.?

 

Koca mescitte  var sade  bir kişi

Sonra geldi  namaza bekçiler, üç kişi

 

Namazlar; Kılınır oldu  Cemaatsiz

Koymasın Allah; Cuma, bayramsız

 

 

Secdelere  varılıyor ayrı ayrı

Virüse tedbir için böyle gayri

 

Toptan izin, İmamlar bile yok

Kesildi.. Yapılırdı dedikodu çok

 

Cemaat camiye , cami cemaate  hasret

İnşallah gösterir tezden  Mevla’m nusret

 

Ağızda maske her yer boş, dolaşıyoruz

Eski kalabalıktan eser yok, şaşıyoruz

 

KORANA hapsine sokulmuş çıkamazlar, dışarı

Kimilerini bağlasan durmazlar, girmezdi  içeri

 

 

KORANA kaçırıp, ayırdı insanı; anadan, yardan

Gidilmez, sılaya. Gelinmez,  başka diyardan

 

Kaç gündür diller şişti,  söylenecek çok

Fakat  muhabbet edecek  kimsecik yok

 

Kelebek Parkı’nda  sadece iki bekçi

Ekmek uğruna mecburen emekçi

 

Güvercinler özgürce uçuyorlar

Konuyor, İstediği yeri seçiyorlar

 

Karşıda , yemyeşilikler içinde iki keçi

Gidip konuşayım,  onlara dökeyim içi

 

İzin isteyip  oturdum yanlarına

Suskunlar,demek hasret;  insanlara

 

Oturup,  başladım anlatmaya

Vaziyetin ne olduğunu anlamaya

 

 

Geziyorsun sanki mezarlık

Esir almış her yeri sessizlik 

 

Her biri bir köy olan evler olmuş mezar

Kuşlara kalmış heralan, ediyorsun nazar

 

Toplanıyordu bir araya insanlar fevç fevç

Akın akın akar araçlar, trafik olurdu felç

 

Sosyalleşmeyende aranıyordu,  var mı hastalık

İnsanlar insandan kaçıyor,bulaşmasın hastalık

 

Şu mal, dükkân, araba; dokunamıyor İnsan

Senin sandıkların senin değil diyor, lisan

 

Ders almıyorduk, önceki  geçip gidenlerden

Sarayları, ne varsa viran olan medeniyetlerden

 

Bir gün olacak; demek böyle bir şeymiş

Her şey boş, Hakk’ı tanımak her şeymiş

 

Bir virüs, inşallah aklı başa getirir

Getirirde insanı kâmilliğe yetirir

 

 Bitti, gidiyor, Ramazan!  Dün idi, yirmi üçü

Bu toplu ceza ne karşılığı, insanlığın hangi suçu..?

 

Keçi; işte vaziyet, işte bu  maslahat

Kim anlar? Kim kime ede nasihat

 

Anlattım.. Can kulağı ile dinlediler

Ne tepki verdiler ne de ünlediler

 

 

Ben konuştum onlar sustular

Dedim galiba edebinden ustular

 

Yoksa birhal mi var, ediyorlar naz

Bil; konuş.. Bilmediğine susmak, farz

 

Ya da  şu garip halime bakıp şaşıyorlar

İnsan, şen çocuklar yok; neler yaşıyorlar

 

Hiç yapmadılarki etselerdi itiraz

Belki muhabbete tad gelirdi biraz

 

Keçiler; neden niçin hiç bir şey demediler

Fark ettim ki çimlerden de yemediler

 

Elleyip baktım;  içi boş, ses geliyor tıntın

Meğer cansızmış, dururlarüstünde otun

 

Plastiği şekle verip, süs diye koymuşlar

Gövdeyi keçiye benzetip, içini oymuşlar

 

Melih idi  20 yılAngara’da  tacidar

Bu iki keçi kalmış ondan yadigâr

 

İyi ki duymadı dediklerimi

Canlıya verilen eziyetleri

 

İnsanoğluister ki gezip dolaşsın  gönlünce

 “Dünya benim” diye yesin içsin keyfince

 

Gelir; çırıl çıplak elinden bir şey gelmez

Benim diye sarıldıkları kalır, götüremez

 

Gelirsin  çırıl çıplak,  başkası sararar seni beze

Gidersin yine çıplak, sarılıp kefen denen beze

 

İşte doldu,  65lere verilen izin vakit; tamam

Ömür de biter; aynı böyle bilmem, ne zaman

…..

Minarelerden yanık,  söyleniyor;  EsSELAM

İkaz ediyor;  “kendinize gelin” ilahi Kelâm…!!!!

 

17 Mayıs 2020 , 24 Ramazan -  Ahimesud/ Alsancak

 




















ŞAİRİN Yeri Necati ÇAVDAR

memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş - Deprem 2

Ülkeme kar yağdı sevindik... Beyazlara büründü gelinlik, sandık meğer memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş bilemedik.. ... Umulur ki Ak...