4 Eylül 2006 Pazartesi

İNTİŞAR EYLE

Bir mübarek gece Recep ayında
Gördüm seni şefiin huzurunda
O, sen, ben yanında, kimse yok başka
Bir işaret saydım o anı öyle

Haktan gayrıya halimi arz etmem
Yayıncı bilmem namerde gitmem
Paraları bitirdim artık güç yetiremem
Devamı var halka intişar eyle

Sırları kimseye hiç bildirmedim
Haramdan kaçtım avanta yemedim
Kitabı bastım buyurun diyemedim
Millete kavuşması için bir yardım eyle

Hakimi olduğun dava aşkına
O gece görülen rüya aşkına
Emini olduğun şehir aşkına
Bana değil yayımına yardım eyle

Para istemem pul istemem
Şan istemem şöhret istemem
Halkın önünde bulunmak istemem
Önderliğin adına az gayret eyle

KIM ÖZLER?

Özler mi?..
Ağaç yaprakları
Çocuk sevgiyi
Gül dikenlerini
Toprak yağmuru
Benim seni özlediğim gibi
Özler mi?..
Sevgi karşılığını
Mutluluk paylaşmayı
Gözler görmeyi
Benim seni özlediğim gibi
Özler mi/..
Anne çocuğu
Kış sıcağı
Yaz güneşi
Benim seni özlediğim gibi
Özler mi?..
Güneş dolunayı
Gece aydınlığı
Siyah beyazı
Benim seni özlediğim gibi
Özlermi?..
Çöller suyu
Gök yıldızı
Hasret sılayı
Benim seni özlediğim gibi

KUL OLDU

Tükenmez zannedip,
Kuşağına kul oldu
Solmaz diye ,
Bir dilberin eteğine kul oldu
Gelmedi aklına ihtiyarlık,
Sözlerine gözlerine kul oldu
Bitmez diye,
bir ağanın parasına kul oldu
Beyni fikri felç oldu da,
Bir soytarının sözlerine kul oldu
Kurmaz cümleyi, bilmez dili;
Bir iki “entel” kelimeye kul oldu
Bunca yıl yapmaz sporu,
Hiç atmamış vücuttan teri
Sahalardakinin çalımına kul oldu
Okumaz kendi çokça meth eder,
Bilemez gerçeği bir cahile kul oldu
Başı gökte, ayağı bulutta gider
Göremez aczini, benliğine kul oldu
Kendini bilemeyip,
Özdeki o cevheri göremeyip
Fani, süflî arzulara,
Kararacak güneşlere kul oldu

LAF DEĞİL O’ NUN ÖLÇÜSÜ







S elami bey hep karanlıklara ışık yakar
E li, gözü, gönlü açık, ırmak gibi akar
L af değil O’nun ölçüsü, icraata bakar
A ltından anlar, ham demiri altın yapar
M alda mülkte gözü yok, insana bakar
İ lim O’nun özmalı, ona herkes uymalı
Ç ekmegil der “kaynak Kur’an olmalı.”
E leştirel, kırmadan hakikate varmalı
K endimizi başkada değil, bizde bulmalı
M eğer ki çalışıp, insan öze kendi varmalı
E ğer ki; ilim olmaz ise film de olmaz
G irilmezse hakikate, sırra da erilmez
İ lmel yakin, hakkal yakin ne? Bilinmez
L akin terlemeden hiç menzile varılmaz

12.l.l999
01.00ANKARA

MERDİVEN

Ne kaldı geriye dün geçenlerden,
Kimi ağır kimi hızlı çıkıyor ondan.
Ne için inilir, çıkılır ki merdivenden,
Bir aşağı bir yukarı bilmem neden ?

Bir zamanlar da inip çıkmışlar;
Geçmişler baban ve dedenler,
Göz önünde daim gelip gidenler
Bakiye mi heveslenir, fani olanlar?

MERHABA

Selam size ey yarenler
Hep Eli Hakka erenler
Halk içinde Hak görenler
Aşk şarabı içenler merhaba

Darlarda mutlu olanlar
Her an doğru yol bulanlar
Varlığı O’nda bulanlar
Bülbül gibi ötenler merhaba

Alem garip garip oluş
Anlamanın hepsi soruş
O’nu her eşyada görüş
Bilenlere selam olsun

Arla varmak gayet zordur
Kiri at, kalbe nur doldur
İslam girilecek yoldur
Candan uyanlara merhaba
10.1.1999
24.00.......

2 Eylül 2006 Cumartesi

MÜDÜRE HANIM

Toprağa doğmuş, işlemiş toprağı
Toplamış,deneyi, kuru yaprağı
Ekmeğini çıkarmış bir zaman
Dul kalmış tam otuz üçünde
Kucağında biri altı aylık
Bir doksanlık karı, beş yetim
Beslemeyen toprak, akan çorak dam
Her gün yediği acı..Çekerken gam
Umut, ikinci kez büyük şehir Ankara
Yardımlarla kurdu bir dam varoşlara
Geçim zor, imkan yok,para elde değil
Namus! beklerken bin bela oldu kızlar
Kader bu ..kurutulmak elde değil
Kış ortası, şiddetli ayaz
Damını başına yıktılar, gelmez ki şu yaz
İlbahar kış oldu, yazı sonbahar
Geçim zor, görmeyecek mi ki ilk bahar
Tek tesellisi idi küçük bahçesi, balkonu
Oyaladı yıldızlar bir süre onu
Birkaç kutu bin bir çiçek,
Naylon leğende sebze yetiştirecek
Uğraşısı, tesellisi baktığı iki torunu
Şaka diye koydum Kreş müdiresi adını
Bilmeyenler gerçek müdür sandı kadını
Ankara doyurmaz, kendi doyamaz oldu
Ümitlerin bittiğinde yeni bir güneş doğdu
Bir akşam yükünü sırtladı Müdire hanım
Göz yaşları içinde yeni bir hayale ..
Gözü arkada, gitti uzaklara ..
Diktiği birkaç ağaç, çektiği acı hatıralar
Geriye kaldı; bir kaç kutu reyhan, yadigar

Eylül 2001

memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş - Deprem 2

Ülkeme kar yağdı sevindik... Beyazlara büründü gelinlik, sandık meğer memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş bilemedik.. ... Umulur ki Ak...