ÜŞÜYORUZ..!
Ne..
“Şafak”larda "Star"laşıp
Akp yalakalığı
Hırsızlara,dayanak
Ne ..
“Zaman”a uyup "Bugün"ü yaşama adına
CİA dan kumandalı "Cemaat" ulusun-a
kölelik.
Ne de tertemiz iki
tabana düşmanlık..
Çok şükür…
Biz;
Kirlilikten uzak
Hoyrat ellere maşalıktan
Fitne ateşi korundan ırak
Onlar;
Karşılıklı operasyon
Fırtınalarında
Hafakanlarla terlerken.
Yüreğimiz serin..
Hürriyet, sakinliğinde
…. üşüyoruz.
Necati Çavdar
Ahimesut/ Angara
20.12.2013
///////////////////////////////////////
Post modern darbeler dönemi
Ömür Çelikdönmez
20 Aralık 2013 Cuma
Nerede o eski darbeler nostaljisi yaşanır hale geldi. Hiç olmazsa bariton sesli Hasan Mutluca’nın radyolardan yükselen kahramanlık türküleri, postal gürültüleri ve silahların gölgesinde adam gibi darbeler olur, adam gibi siyasiler içeri alınır, adam gibi savunmalar yapılırdı. Ya şimdi? Darbelerin de kimyası bozuldu. Yok mu o 28 Şubatçılar? Onlar yaptı bu işi! Post modern darbe diye bir süreç bir yöntem ortaya attılar, deyim yerindeyse başımıza icat çıkardılar. Ama onların da bir siyasinin dediği gibi masumiyet karinesi dokunmadılar dokunamadılar.
Baksanıza Ankara'daki 28 Şubat davasından tahliye kararı çıktı. Karar sonrası sanıklardan Çevik Bir, Erol Özkasnak ve Kenan Deniz'in gözlerinin dolduğu, bazı sanık yakınlarının ise ağladığı dikkati çekti. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Tayyar Köksal, heyeti tutuklu sanıklar dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir, dönemin Genel Sekreteri emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Tümgeneral Kenan Deniz ve emekli Tuğgeneral İdris Koralp'in adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verildiğini açıkladı. Darısı bakan çocuklarının başına!
Yolsuzluk operasyonu için kimin düğmeye bastığı tartışmaları bütün hızıyla sürüyor. Cemaat kendisini aklamak için çokta gayret göstermiyor. Cemaate ait tv kanallarında, gazetelerde, operasyona ait görüntüler hoyratça kullanılıyor. Ama düşük sesle fısıltı frekansında biz yapmadık deseler de hükümetin operasyona çomak sokan tasarruflarına da veryansın ediyorlar, yargıya müdahale etmeyin diyorlar. Ahmet Taşgetiren gibi mülayim bir kaleme dahi dayanamadılar. Nazlı Ilıcak’ın Sabah gazetesinden ayrılması neyse Ahmet Taşgetiren’in de Bugün gazetesinden ayrılması odur. Veda yazısında ne diyor Sayın Taşgetiren; “…Ben son operasyonu sadece bir yolsuzluk operasyonu olarak görmedim, bu başka bir savaşın uzantısı bana göre.” Daha ne desin ya hu? Hadi diğerleri hükümetin yandaşı, satılık kalemler, Taşgetiren’de mi öyle?
Ali Şeriati para insanı bozar diyordu. Hem de ne bozmak insanın feleğini şaşırtır. Hükümetin ya da hükümet kanadında yer alan bazı bakan veya bürokratların isimlerini, yetkilerini kullanarak iş takibi yapanlar var mıdır? Evet vardır! Hiçbir şey kıyamete kadar gizli kalamaz. Peygamber Efendimizin rüşveti alanda verende melundur sözünü kim unuttuysa vay o gafilin haline! Aklı başında bir insanın bir yurttaşın bir Müslümanın hırsızlığa prim vereceğini düşünmek saf dilliktir. Kim ne yaptıysa hesabını versin. Ama operasyonun politik hedefi, Ak Parti iktidarının itibarını zedelemek, mahalli seçimlerde düşük oy almasını sağlamak, daha da önemlisi Sayın Başbakanın köşke çıkmasını engellemek. Daha da önemlisi siyasi ve ekonomik açıdan tam bağımsız bir Türkiye’nin küresel güç olmasının önüne geçmek. Yazıklar olsun bu gavur oyununa çanak tutanlara..!
Türkiye güçlü olmazsa, Fethullah Hocaefendi’nin üç kıta yedi iklime yayılmış okullarında cemaati rahat mı bırakırlar? Cemaatin operasyona dahli varsa umarım bunların hesabı yapılmıştır. Türkiye'deki yolsuzluk operasyonunun başlamasından bu yana gelişmelere her gün yer veren Financial Times'da bugün de konuyla ilgili ayrıntılı bir haber yer alıyor. Fethullah Hocaefendi’yi tanımayanlar için bir portre çiziliyor. "İmam Batı'daki gönüllü sürgününden tahakküm ediyor" başlıklı haber, Financial Times'ın Ankara muhabiri Daniel Dombey'in imzasını taşıyor. Haberin başlığı ve içeriği, sürgün yıllarında Fransa’dan İran’a yönelik açıklamalar yapan İmam Humeyni’yi çağrıştırsa da, bu yeni imamın köktendinci olmadığı anlaşılıyor.
ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu dün öğle yemeğinde ağırladı. Büyükelçilik rezidansındaki yemeğe CHP Genel Başkan Yardımcıları Faruk Loğoğlu, Sezgin Tanrıkulu, Şafak Pavey ile milletvekilleri Osman Korutürk ve Aykan Erdemir de katıldı. Yemekten sonra genel merkeze geçen Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş’ı kabul etti ve partisinin, Ankara Büyükşehir Belediyesi başkan aday adaylarından olduğunu açıkladı. CHP Genel Başkanının, öğleyin ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone ile buluşup öğleden sonra Mansur Yavaş’ın başkan adaylığını açıklamasını manidar bulanlar var.
Çünkü özellikle hükümete yakın basın organlarında son yolsuzluk operasyonun arkasında ABD'nin olduğu belirtiliyor ya da ima ediliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı da, konuyla ilgili olarak günlük basın toplantılarında sorulan sorulara karşılık, rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu yakından takip ettiklerini açıkladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Marie Harf gelişmeyle ilgili medyadan çıkan haberleri gördüklerini dile getirdi. Ancak ABD’nin sadece takipte kalmadığı anlaşıldı. Hükümete ve Halkbank'a düzenlenen operasyonlarda, Başbakan uluslararası oluşumlara işaret ederken İstanbul'a çok da sürpriz olmayan bir ABD'li Amerikan Hazine Bakanlığı Terör ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı David Cohen çıkageldi. David Cohen’in Almanya, İngiltere, Türkiye ve İsrail'i kapsayan bir görüşme turu çerçevesinde Türkiye'ye belirtiliyor.
Amerikan diplomatik kaynakları, söz konusu ziyaretin önceden açıklandığı ve günümüzde sürmekte olan mali operasyon, özellikle Halkbank soruşturmasıyla bağlantılı olmadığında ısrarlı. Öyle mi değil mi hep birlikte göreceğiz. Çünkü sadece benim değil aklı eren herkesin şüpheleri var. Neden mi? Rheinische Post gazetesi Türkiye'deki rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla birlikte başlayan gelişmeleri şöyle değerlendiriyor: “Kesin olan bir şey varsa o da Türkiye'yi yıllardır süren siyasi istikrarın ardından yeni dalgalanmaların beklediği. Avrupa Birliği’nin şimdiden buna hazırlanması gerekiyor: Erdoğan’ın siyasi tek adam şovu sona yaklaşıyor gibi görünüyor.” Eğer yabancılar böyle diyorsa demek ki asıl mesele yolsuzluk falan değil Ak Parti iktidarının yıkılması.
omurcelikdonmez@hotmail.com
SAIRIN Yeri
Necati ÇAVDAR