Halep; Yandı. Ben; Yandım
Kadim şehir Halep, kan ve ateş
Tvlerden canlı seyrediyoruz gardaş
Can pazarını, kan barut kokusunu
Kurtarır mı yürek burkuntusunu
Giderir mi
günahları, vicdan azabını
Sadece gözden akan
iki damla yaş
Ne.. Kaldı mı ki taş
üstünde taş
Gitti vucutlar, kalmadı sağlam baş
Halep yandı, ben yandım
Halep ağladı, ben ağladım
O yok oldu, ben kahroldum
Elinden bişey gelmez, kalabalık bir gürüh
Özümüzü kaybetmişiz,
yok olmuş bir ruh
Dünyaya dağıldı milyonlar, vatan sürgünü
Elleri böğründe
bıraktık; mağdur, mazlumu
Yaşananlar tam bir
oyun, Balkan bozgunu
Kandık yalanlara
yedik büyük vurgunu
Baş eğmeyip
zalime diklenmek en büyük suçu
Şu
seyrettiğimiz, tarihin en büyük kavimler
göçü
Halep,uluslar arası
oyuna kurban
Sebernecia, kasaplara
sunulan can
..............
Sözde tekelinde medeniyet
Tabi olsun diyor, insaniyet
İştahlar açık,
Salyalar damlıyor
Çaresiz masumlar
zarı zarı ağlıyor
Kurulmuş silah Pazarı, an bu an
Petrol yerine oluk
oluk akıyor, kan
Toprak fışkırıyor sel olmuş, can
İnsan üzerine oynanıyor iktidar kumarı
Zindan ettiler umudu, beklenen baharı
Yuları ellerinde oynatıyor
yerli cahalı
Saldırıyor, her köşede bir zalimin çomarı
Müslüman müslümanın
ciğerini deşiyor
Halep, Musul, biladi islam kıyameti yaşıyor
Nil, Diçle,Fırat kan; deryalara ceset taşıyor.
Kafir köşeleri tutmuş, yaraları kaşıyor
İslam alemi, suskun çaresizliği yaşıyor
Kimi de kafirin
ocağına ateş taşıyor
Veriliyor asıl, vekaletler savaşı
Kırdırıyorlar, kardeşe kardeşi
Yaşatılıyor, 3. Haçlı savaşı
Oyun oynanıyor biçim biçim
Büyük oyun; “şarkın sukunu” için
............
Bebekler; oldu simsiyah kömür
Gidiyor; umutlar, gencecik ömür
Akıl, firar etmiş. Delilik değer
Vicdan, suskun . Zulme baş eğer
Ahlak çoktan ölmüş meğer
Adalet, güç için bilinmez değer
Cihan, seyirde hale;
şaşıyor
İnsan parça parça;
kol, baçak, kafa
Kan deryası, bizm
coğrafya
Sel olmuş, mechule taşıyor
Zulmet ufukları
sarmış
Yıldızlar çoktan kararmış
Uçaklar, cehennemi taşıyor
Tanklar Ebrehenin filleri
Yılıp,viran etti, şanlı illeri
Alem; bakıyor, suskun dilleri
Zalim; daim körüklüyor ateşi
Uyguluyor; en gaddar vahşeti
Yaşatıyor; tüm insanlara dehşeti
Zalim; kudurdukça
kuduruyor
Tüm değerleri acımadan vuruyor
İnsan, şehir,bitki, hayvan yokediliyor
Hastaneler viran, Mabetler dümdüz
Etkisiz kurumlar kınama yayınlıyor
Zalimlerde hiç olur mu
kızaracak yüz
Ah ne yıkımlar gördü
Halep kalâsı
Yasanıyor tarifsiz acının dik alası
Acı acı selalar ne
için okunuyor
İnsanlığın öldüğünü
haykırıyor
Gök,yer.. Ateş püsküren volkanlar kaynıyor
Cehennem ateşindeyim,
benim yüreğim üşüyor
Bebeler, dedeler,nineler bir bir düşüyor.
Ceninler, doğmadan ne büyük yük taşıyor
Analar babalar, ölümü avucunda yaşıyor
“Ölüyoruz” çığlığını
masum çocuklar taşıyor
Vahdet çöktü, dağıldı tesbih,boş kaldı imamet
Ne sözün hükmü geçer, ne
mecal kaldı ne kuvvet
Parça parca sırtlan
pençesinde şu bizim millet
İşte keyfiyet, tefrika ile yaşanıyor onca zillet
Uyandırmadı,
vicdanları Alpler’de yankılanan çığlık
Aylan’larla gömüldü tümüyle Akdeniz’e insanlık
Yık, yok ed, ne varsa kazı.. Yaşasın, Özgürlük...!
Çaresizler, çare diye zalimlere koşuyor
Kimi ayıya kim. Kel
kartala bel bağlıyor
Tatlı dille, milleti
parça parça tavlıyor
Deyneksiz köyde bunlar, insan avlıyor
Mazlum arada sıkışmış kan ağlıyor
Çoğrafyam parça parça doğranıyor
Asıl kabahat bizde. Bizde suç
Sinsi planlar içinde Haçlı güç
Müslümanı müslümana kırdırıyor
Sinonisti kıkır kıkır güldürüyor
Tefrika girmiş, içten içe yer
Tarih kültür,medeniyet yerlebir
Her yer kan, vicdanlar taş
kopalıyor zulme kalkan baş
Kurşun, top, tank neyse de
Gökler püskürüyor, gaz ve
ateş
............
Suriye, Irak..
Dünyam oldu mezbaha
Yo mu kurtuluş, kaç
can olsun daha.?
Nefesler kesildi. Kaç can çıkar ki sabaha
Beklentilerimiz;
uzak çok uzak vaha
İmdat.!!
Çığlıklarımız döndü seraba
Ebabiller bekleriz,
açıp elleri semaya
Kirlerimiz çok ulaşmıyor, dualar arşa
Ya Rab!.
Dermanımız kalmadı aha
Yüzümüz yok ama ümidimiz kaldı, Allah’a
Halep yandı, ben yandım
Halep ağladı, ben ağladım
O yok oldu, ben kahroldum
Necati Çavdar
14 Aralık 2016
Ahimesud/Alsancak
SAIRIN Yeri
Necati ÇAVDAR