25 Eylül 2006 Pazartesi

SİLEMEZSİN

Kendini ne sanıp,
Dev aynasında görüyorsun,
Sen kimsin, kimin yadını sileceksin ..?

Ol deriz ..
Treni kaçırdın; artık olamazsın
İlerle, yücelere er dendi, artık eremezsin

Parçalayıp, ezip, kahredip gülmek istiyorsun.
Amma istesen de artık, gülemezsin

Heveslerin büyük, amma kendine güvenin yok.
Gölgenden bile korkarak bir yere varamazsın.

Gücün ne ki..? Köşende zırlamaktan gayrı..
Yemezler; kimsenin adını silemezsin
1.8.1999

Destandır

İmtihandır elbet hayat ile savaşmak
Bir destandır zalime karşı yaşamak



1.8.1999 Pazar 17,16

KADINLAR


Onlar öllük eler
Çocuk büyütürdü
Onlar çapa sallar,
Bağ bozarlardı

Onlar ki;
Zengin muhitlerde
Temizliğe giderler
Hademelik yaparlardı,
Devlet işinde,
Çok da otantik görünürler
Gayette hoş karşılanırlardı...

“Tehlike” mi....!
Hayır ..ne tehlikesi?
Hep veriyorlardı
Ne zaman istediler
Sorgulamaya başladılar
“Tehlikeli” sayılıp
Kızgın lavlarda haşlandılar

İNSANLIK ONURUNU MİRAS BIRAK


Dilipak, Taşgetiren
ve
tüm insan hakları
için zulme
direnenlere ...



Korku neden..? dağa adam kaldırıyorlar
Mapuslara; düşüneni, yazarları aldırıyorlar
Katilleri, çeteleri bırakıp halka saldırıyorlar
Bir avuç azınlık! Kendilerini kandırıyorlar...

Dersiniz; ne etmeli ki, düzen böyle gitmeli
Özgürlüğü, İlmi atıp; aklı baştan sökmeli
Hapishaneler yetmez, ülkeyi zindan yapmalı
Kapatıp kapıları yüzlerine her rantı kapmalı

Eh ‘’demokrasi sınırlı’’, ’’süreç’’ diyorlar
Elbet yanlışı bilip, hakikati görüyorlar
Neler uğruna kurda kuzular veriyorlar
Çevrilmişler maskaraya rol yapıyorlar

Kurtulmak için çırpındıkça batıyorlar
Halkın bal olan aşına zehir katıyorlar
Hak” diyeni kim adına içeri atıyorlar
Hangi ödünle zalimin dizinde yatıyorlar

Aldırma, Dilipak, Taşgetiren tarih yazacak
Hangi zalim hedefe varmış sen ona bak
Zorbalar da bilir düşünceniz hilesiz ve pak
İnsanlık onurunu varislerinize miras bırak

Kuzu kurda kalmaz şerefli tavır koysak
Konuşan ! Türkiye de düşünce yasak
Millet şaşırdı gitti hangi sözünü alsak
Korku..! Hakikati haykırırız; tek kişi olsak

Divane der ki; imana hiç bir güç yetmez
Düşünceye zincir takmak; bu olamaz
Zalim murada ermez, inanç zulümle bitmez
Zorbalık sadece hak ve haklıya sökmez

13.10.l998 Salı
02.40 ANKARA

HEDEF

Söyleniyorsa; bir davanın türküleri dillerde
Geziyorsa; meşalesi artık temiz ellerde
Nakşedilmişse sevgisi müştak gönüllerde
Hangi yoldan, hangi araçla ..? Set çekilemez ki

Diller kesilir, susturulur belki
Gönüllere girip sökülemez ki
Kapılara kilit vurulur belki
Beyinlerde ki Hedef engellenemez ki
9.7.l997 Çarşamba
ANKARA 13.30

HAKKINIZI HELAL EDİN

Bir irfan ehli çağırdı. Gittik.
Gusülle yazdılar. biz abdest ettik.
Devir devran oldu, fetrete erdik.
Sevgilerle ALLAH’a ısmarladık

Bir ummandan yolum ......vardı
İnsanlar has, hizmet güzel geldi.
Hak nasip etti rızkımızı verdi
Aziz gençler hizmet hitama erdi

Kim ne zaman, nasıl neyi bilirdi
Rabbim sizin hizmetinize verdi
Heyecanı iyi, çok mutena yerdi
Yolumuz bir başka mekana erdi

Belirli günde size hizmet ettik
Kırmamaya azami dikkat ettik
Belki bilmeden bir kusur ettik
Gönül bir, hakkınızı helal edin

l.ll.l997
ANKARA

GÜZEL VE SU



DGM’de bir şişe su
ifade veriyor Güzel

Hür dağlar; sanki zincirlere vurulmuş
Özgür ırmaklara setler kurulmuş
”Anadolu dara” hükmü verilmiş,
Kaynak kesilmiş, bir damla içiyor GÜZEL

 

Başı dik; hürriyete ermek için,
Çağlıyor bentleri yıkmak için
Kükrüyor; zinciri kırmak için
DGM’lerde tarihe ders veriyor bir GÜZEL...

Ülkemde dağlar yeşil, kuşlar hür
Ne yapsan, ne tutsan ateş ve kor
Zindana soktular, gel halimi gör,
Tank gibi demokrasiye yol açıyor bir GÜZEL

Diyorlardı Ehli beyt için “ya teslim ol, ya öl
Ülkesinde bacıma da diyorlar “ ya öl ya teslim ol”
Kavruldu memleket sanki sahrada çöl
Hüseyin gibi hürriyet suyu içiyor GÜZEL

Halkı bir şişeye tıkıştırdılar,
Nefesleri kesip sıkıştırdılar,
Düzen için; alemi kokuşturdular,
Kerbela‘ da sanki sırra koşuyor GÜZEL

Zilleti değil gönülleri seçiyor,
Hür başaklar için tohum saçıyor,
Özgür enginlere yelken açıyor,
Zulme dur deyip, sevgi işliyor GÜZEL

//////////////////////////////////////////
28 ŞUBAT zalimlerine direnen kahramanlardan  ve bu sıfatıyla 28  ŞUBAT TÜRKÜSÜnde  bir kaç şiirle yer alan;  mücedelesini, DGMde duruşmalarını  çok yakından izlediğim “TANK HASAN”

HAÇlının Avrupa’dan HİLALle remz edilen İSLAM’ı silme oparasyonuında, BOSNAmızın sıkıntılı  vaziyetinde  özel komite şeklinde “Hükümet Dışı oluşum” olarak   hizmet veren - ve daha evvel vefat eden Ali Dinçer ile birlikte -  7 kişiden biri  olan
 HASAN CELAL GÜZEL de dünya misafirliği bitip
 HAK’a yürüdü...

Cümle İman sahiplerine rahmet ola...

19 Mart 2018

////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////////


HASAN ÇELAL GÜZEL: “CEZA ALMAM İYİ OLDU”

 

Hasan Çelal Güzel, DGM de ceza aldı.

Ankara Adliyesi’nin arka kapsından çıkacağız ..Aşağıda O’nun yapacağı açıklamayı almak için basın ordusu bekliyor.  En yakınında ben ve Av. Hacı Ali Özhan var..

DGM merdivenlerden inerken kulağıma eğilerek; “bu cezayı vermeleri iyi oldu..”dedi

Hayret ettim

Üzüleceğine seviniyor.

Ve” devam etti: “ Çünkü bana MİT elemanı da  bana bişey olmaz diye böyle cesur konuşuyor diyorlardı.Bu olumsuz kanaatin  önü kesilmiş oldu.İşimize yaradı” dedi.

Aşağı indik..

Demin bana “iyi oldu” diyen adam;

Açtı ağzını yumdu gözünü..

….

“ YA MEBUS  YA  MAHPUS  “

 

Bu ceza dolayısıyla ya “mahpus ya mebus olacağım” diye FP ile özellikle  FP adına Abdulkadir Aksu ile yaptığı  sinkaflı pazarlığına da  şahit olduk..

FP, Hasan Cella Güzel’in milletvekili zırhına bürünerek cezaevine girmemesine çok çaba sarf etti. Hasan Celal Güzel, kendisiyle birlikte üç vekil istedi.  FP,  iki milletvekiline de razı oldu.Ancak Hasan Celal Güzel’in “illa olacak” dediği Güler hanıma  FP, “başka bir erkek  vekil adayı olsun” diye  itiraz etti.  Hasan Celal de “Güler hanımın seçilecek bir yerden vekil adayı olmasından” vaz geçmedi.

Dedim “bu ısrar niye.. Üç vekilde verecekler.”

Dedi ki “Ben Güler hanıma söz verdim.. Gece gündüz beraber çalışıyoruz.. Ya onuda vekil yaparlar yada gider mapuus yatarım..”

Öyle de oldu.

“Mebus olamadı Mahpus oldu “

 

 

KOSOVA TOPLANTISINDA BİRLİK..

 

28 Şubat da saflar ayrı gibi olsa da milli meselelerde bir araya da gelinebiliyordu

28 şubat’ın önder isimlerinden Genel Kurmay başkanı Karadayı’nın  içerde “irtica” mücadelesi altında Müslümanları üzerken dışarı da Balkan gezisinde tekke ziyareti yaptığı gibi farklı davranışlara da denk geliyorduk..

 

9 Ekim l998 Cuma

……….

Telefon açtım durumu bildirdim .”İyi olur.Gerçi haber yapılmasını istemiyoruz.Ama katılmanızdan dolayı seviniriz ve tanışırız “ dediler.

Arseven beni ASKİ sosyal tesislerine kadar getirdi.

..,

Toplantıya;

  FP den başta Hüseyin Kansu,

Konya milletvekili Remzi Çetin,

BBP den Orhan Kavuncu,

CHP den Ali Dinçer,

YDP ‘den  Hasan Celal Güzel,

CHP eski Genel sekreteri Ertuğrul Günay ve MAZLUM_DER’in  önderliğinde çeşitli sivil toplum kuruluşları ile KOSOVA Türkiye temsilcisi Enver Tali Bey,  Nazif Öztürk ve bir çok dostlar da orada idi.

Tali; içinde bulundukları durumu, meselenin tarihi, etnik ve hukuki yönlerini anlattı. Konuşmacılar; acilen bir şeyler yapılmasında anlaşarak bir komite kurulmasını istediler.

 

Özellikle işini medya boyutunu ele alarak her kesimin ama her kesimin kendine düşen yönünde çalışmalara hemen başlamasını önerdim. Geniş bir enformasyon yapılması gerektiğini bunu da medyanın kullanabileceğini aksi halde Sırpların verdiği bilginin medyada işleneceğini söyledim.

Tali; “bana bir gün medya mensubu geldi. Ancak sorduğu soruda Kosova Makedonya’nın bir parçası mı dedi. Üzüldüm””şeklinde sitem etti.

Bende medya mensuplarının genellikle alt yapılarının olmadığını bilenlerin bilgilendirmesi gerektiğini izah ettim. Zaten mesele de burada diyerek hazırunu aydınlattım.

Allah’ın lütfüne bak ki o dev sanılan insanlarla aynı masada eşit olarak oturuyor karar oluşturmada yönlendiriyorsun .İki ay önce yaptığın dizi bu gün  seni bu noktaya getiriyor. (

                              Akit’de 28.08.1998 başlayan  “Kosova” dizisi yedi gün sürmüştü)

 

 

CHP ‘li Ali Dinçer ile rejimin tehlikeli gördüğü bir kısım insanlar aynı masadalar.

Celal Güzel’in  ara dönem ve baskılar neticesi insanların susturulduğunu Kosova konusunda da duyarsız davrandığını söyledi.

 Ali Dinçer;  “l946 dan  buyana genç demokrasimizin zaman zaman dar boğazlara girdiğini ancak bunun aşılacağını “söyledi. Bir nevi malumu ilan gibi kabullenme...

Ya sabır...

Önümüz deki Çarşamba toplanmak üzere saat 10.30 da dağıldık .Bir ara Ertuğrul Günay’la sohbet ettik. Geçen hafta aradığımı ancak Akdeniz de olduğunu öğrendiğimi söyledim. Oda “biraz kafa dinlediğini” anlattı.

Dr Nazif Öztürk “hala boş olduğunu danışmanlığa devam ettiğini. Bu ara da yazmaya devam ettiğini” anlattı. ”Gölge etmesinler başka ihsan istemem dedi”

 “Tüm danışmanların danışılmamak üzere tutulduğunu” söyledi .Recep Dalkılıç'la görüşmesine rağmen yine de selam gönderdi.

 

memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş - Deprem 2

Ülkeme kar yağdı sevindik... Beyazlara büründü gelinlik, sandık meğer memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş bilemedik.. ... Umulur ki Ak...