4 Eylül 2006 Pazartesi

GÜNEŞİ GETİRİRİM (şiir)

Beynin patlarken sıcaktan,
Vücudun erim erim erirken,
Uçarken buharın yağ misali,
Dudakların; suya hasret,
Ağustos’ta toprak gibi;
Park park bölündüğünde...
Söndürür yüreğimde Güneş’i;
buz yapar,
Sana, can katan rahmeti getiririm.
Günahların artınca birden,
Kararınca kalpler kirden,
Güneş ile yakar, arıtırım kirden.
Yolunu şaşırdığında;
Zifiri karanlıkta kaldığında,
Boş verince zamana, kendine
Halledemediğinde girift sorunları,
İçinden çıkamadığında meselelerin,
Dumandan görünmeyince alem
Aydınlatmak için yolunu,
Güneşi getiririm.
Düşünce bedbinliğe;
Hafakanlar basıp
Sıkıntıdan patladığında,
Ümitleri tüketip,
Kenarına geldiğinde uçurumun,
Yüzümü sana, kalbimi
Çeviririm ona,
Aydınlatmak için ay gibi seni,
Ödünç alırım ışığı,
Güneşi getiririm...
Kışın;
Buz kesip donduğunda,
Bulutlardan süzer, yıldızlardan toplarım,
Kar kristallerinden biriktiririm,
Yüreğimde ısıtır,
Sımsıcak güneşi getiririm.
Kızgın harları yüreğimde soğutup,
Seni yakmasın diye,
Kendimi tutar eritirim,
Sana; hep ilk yaz güneşini getiririm....

Temmuz l997 ANKARA

HAY’DAN GELİP HU’YA GİDERKEN

Neye boşa dert edeyim
Neden hiçe sevineyim
Niçin, kime dövüneyim
Hay’dan gelip Hu’ya giderken

Sizin olsun tüm mülkler
Sizin olsun saltanatlar
O’na koşar her saatler
Hay’dan gelip Hu’ya giderken

Ne dert et ne de kasevat,
O’nun emrinde kainat
Huzur verdiğine kanaat
Hay’dan gelip Hu’ya giderken

Gerçek dosttur sana Kur’an
Mecnun olup O’na varan
Her oluşu onda bulan
Hay’dan gelip Hu’ya giderken

İşimiz yok kavga kinde
Dedende ki bu gün kimde
Gurup var seher vaktinde
Hay’dan gelip Hu’ya giderken

Yer, gökte ki hep devranda
Ne paha olsa kervanda
Kimse kalamaz bu handa
Hay’dan gelip Hu’ya giderken


İşini yap, rolünü oyna
Olan olur aklını yorma
Divane gam etmez her anda
Hay’dan gelip Hu’ya giderken

19.1.2000

HEPSİ SENİN İÇİN

Denizlerde yürümek
Sonsuzlukta uçmak
Kuşlarla konuşmak
Hepsi senin için can

Gece yıldızları toplamak
Ayı başına taç yapmak
Üstüme mavi gök örtmek
Hepsi senin için can

Güneşi yerinden koparmak
Irmakları yatağından çekmek
Denizleri kalbime boşaltmak
Hepsi senin için can

Güneşi elimde tutmak
Yavaş yavaş yanmak
Sensiz olur mu erimek
Hepsi senin için can

HOŞ GELDİ BİZE

Işığın etrafında dönen pervaneyi,
Daire daire tutan birbirlerini,
Sıra sıra ahenkle dönen yıldızları,
O’nu bilip de kul olmak hoş geldi bize..

Gökte hiç yokken bulutların gelişini,
Kafi miktarda yağmurların yağışını,
Her baharla tabiatın dirilişini,
Görüp de O’na kul olmak hoş geldi bize...

Kırsak da ağaçların meyve verişini,
Hayat için civcivin kabuk kırışını,
Sevenlerin sevdiğine can verişini,
Farkına varıp kul olmak hoş geldi bize...

Aciz kulların peşinde gidenleri,
Bir iki pul için kendinden geçenleri,
Fani zevkler için zilleti seçenleri,
Görünce Hak’ka kul olmak hoş geldi bize..

Her varlığın özde O’na yönelişini,
Hak’ka kul olanın gayrı hür oluşunu,
Ömrü bitenlerin hep O’na gidişini
Anlayıp O’na kul olmak hoş geldi bize...

Zamanın tümünde Hak’kı ananları,
Coşarak çağlayıp ummana gidenleri,
O’nu bilip de hep O’nu isteyenleri,
İdrak edipte kul olmak hoş geldi bize...

Semaya yıldızları dizi dizi dizen,
Altımıza renk cümbüşü halılar seren,
Her nefise ayırmadan nimetler veren,
Sultanı bilip kul olmak hoş geldi bize...

Nimet sahiplerinin peşindekileri,
İnsanların muhtaca kul oluşlarını,
Sarılışlarını, sena edişlerini,
Görüp de Hak’ka kul olmak hoş geldi bize...

Bitkilerin bile sevgiye varışlarını,
Çileklerin tümden sevgi kokuşlarını,
Tüm kitapların kainata bakışlarını,
Anlayarak kul olmak da hoş geldi bize...

Necati Çavdar
14.7.l997 ANKARA
00.20 Pazartesi

İnsan..

l

İnsan bu..
Kimle, kime,
Nasıl, nerede
Hizmet eder...?
Emrolunduğu yerde.
Sarayları, servetleri terk eder de
Müşahede eder en olmayacak yerde
Ona fareler dost, geçim perde,
Güya rızkı arar; iki metrelik yerde.
Sebep olacaksa...
Bulunur en olmaz, en bilinmez yerde.
Kavgası; kendiyle, kendinde...

İNTİŞAR EYLE

Bir mübarek gece Recep ayında
Gördüm seni şefiin huzurunda
O, sen, ben yanında, kimse yok başka
Bir işaret saydım o anı öyle

Haktan gayrıya halimi arz etmem
Yayıncı bilmem namerde gitmem
Paraları bitirdim artık güç yetiremem
Devamı var halka intişar eyle

Sırları kimseye hiç bildirmedim
Haramdan kaçtım avanta yemedim
Kitabı bastım buyurun diyemedim
Millete kavuşması için bir yardım eyle

Hakimi olduğun dava aşkına
O gece görülen rüya aşkına
Emini olduğun şehir aşkına
Bana değil yayımına yardım eyle

Para istemem pul istemem
Şan istemem şöhret istemem
Halkın önünde bulunmak istemem
Önderliğin adına az gayret eyle

KIM ÖZLER?

Özler mi?..
Ağaç yaprakları
Çocuk sevgiyi
Gül dikenlerini
Toprak yağmuru
Benim seni özlediğim gibi
Özler mi?..
Sevgi karşılığını
Mutluluk paylaşmayı
Gözler görmeyi
Benim seni özlediğim gibi
Özler mi/..
Anne çocuğu
Kış sıcağı
Yaz güneşi
Benim seni özlediğim gibi
Özler mi?..
Güneş dolunayı
Gece aydınlığı
Siyah beyazı
Benim seni özlediğim gibi
Özlermi?..
Çöller suyu
Gök yıldızı
Hasret sılayı
Benim seni özlediğim gibi

KUL OLDU

Tükenmez zannedip,
Kuşağına kul oldu
Solmaz diye ,
Bir dilberin eteğine kul oldu
Gelmedi aklına ihtiyarlık,
Sözlerine gözlerine kul oldu
Bitmez diye,
bir ağanın parasına kul oldu
Beyni fikri felç oldu da,
Bir soytarının sözlerine kul oldu
Kurmaz cümleyi, bilmez dili;
Bir iki “entel” kelimeye kul oldu
Bunca yıl yapmaz sporu,
Hiç atmamış vücuttan teri
Sahalardakinin çalımına kul oldu
Okumaz kendi çokça meth eder,
Bilemez gerçeği bir cahile kul oldu
Başı gökte, ayağı bulutta gider
Göremez aczini, benliğine kul oldu
Kendini bilemeyip,
Özdeki o cevheri göremeyip
Fani, süflî arzulara,
Kararacak güneşlere kul oldu

LAF DEĞİL O’ NUN ÖLÇÜSÜ







S elami bey hep karanlıklara ışık yakar
E li, gözü, gönlü açık, ırmak gibi akar
L af değil O’nun ölçüsü, icraata bakar
A ltından anlar, ham demiri altın yapar
M alda mülkte gözü yok, insana bakar
İ lim O’nun özmalı, ona herkes uymalı
Ç ekmegil der “kaynak Kur’an olmalı.”
E leştirel, kırmadan hakikate varmalı
K endimizi başkada değil, bizde bulmalı
M eğer ki çalışıp, insan öze kendi varmalı
E ğer ki; ilim olmaz ise film de olmaz
G irilmezse hakikate, sırra da erilmez
İ lmel yakin, hakkal yakin ne? Bilinmez
L akin terlemeden hiç menzile varılmaz

12.l.l999
01.00ANKARA

MERDİVEN

Ne kaldı geriye dün geçenlerden,
Kimi ağır kimi hızlı çıkıyor ondan.
Ne için inilir, çıkılır ki merdivenden,
Bir aşağı bir yukarı bilmem neden ?

Bir zamanlar da inip çıkmışlar;
Geçmişler baban ve dedenler,
Göz önünde daim gelip gidenler
Bakiye mi heveslenir, fani olanlar?

MERHABA

Selam size ey yarenler
Hep Eli Hakka erenler
Halk içinde Hak görenler
Aşk şarabı içenler merhaba

Darlarda mutlu olanlar
Her an doğru yol bulanlar
Varlığı O’nda bulanlar
Bülbül gibi ötenler merhaba

Alem garip garip oluş
Anlamanın hepsi soruş
O’nu her eşyada görüş
Bilenlere selam olsun

Arla varmak gayet zordur
Kiri at, kalbe nur doldur
İslam girilecek yoldur
Candan uyanlara merhaba
10.1.1999
24.00.......

Akşamın tülü çekildiği vakit Gece, gündüzle yapar mı akit

Akşamın tülü çekildiği vakit Gece, gündüzle yapar mı akit ... İlaç, bahane hasta; şifa bulur elbet Hastalık sebep mi, ölüm var, akıbet Sebe...