25 Eylül 2006 Pazartesi

"PİŞ" DE GEL!





“Bu şarkı burda bitmez”



"PİŞ" DE GEL

Saltanat ne yüce olsa; halka inmek
Fazilettir, erdemdir; halkla birlik
Marifet, halk içinde Hak’la olmak
Git yiğidim; tez elden “piş’’ de gel

Uzaklaş; biraz ahbab, yarandan
Silkin; fani dünyanın varından
Korkun olmasın; hiç yarınından
Git yiğidim; tez elden “piş’’ de gel

Git gör; asıl karanlıklar neresi?
Neden millete terslik, gönül karası?
Geçer zaman; ne ki, iki direk arası
Git yiğidim; bekliyorlar ‘’piş’’ de gel

Nice sultanlar; daha önce hapse girdiler
Çok mazlumlar; maksuduna orda erdiler
Mülkün; emanet olduğunu orda gördüler
Git yiğidim sultanlık beratını al da gel
26 Mart 1999 Cuma






1999’DAKİ DEMOKRASİ AYIPLARITürkiye’de olmayan, düşünme, inanma, düşündüğünü ve inandığını söyleme, bu çerçevede örgütlenme özgürlüğü 28 Şubat süreci ile birlikte Türkiye’nin en büyük partisi RP kapatıldı. Bir çeyrek asırdan fazla ülkesine hizmet etmiş insanlar idamla yargılandı. Siyasî hayatları bitirildi. Zindanlara atıldı. İnandığını, düşündüğünü söyledi diye insanların hayatları karartıldı. Erbakan, Kazan, Tekdal, Şevki Yılmaz, Hasan Hüseyin Ceylan ve İbrahim Halil Çelik’in milletvekilliklerine son verildi. Receb Tayyib Erdoğan okuduğu şiir sebebiyle Belediye Başkanlığından oldu. Hapse girdi. 312/2’den ömür boyu siyasetten uzaklaştırıldı. Şükrü Karatepe başkanlığı kaybetti, hapse girdi. 5 yıl siyaset yasaklısı oldu. Nureddin Şirin düşünce suçu işledi. 17 yıl hapse mahkum oldu. Tiyatro sanatçıları mahkum oldu.
VE HASAN CELAL GÜZEL
Bir güzel insan, siyaset ve ilim adamlığını birleştirmiş bir bilge. Her bilge gibi güzel insanda fikirlerini, doğru bildiklerini söyledi. Uzun devlet tecrübeleri ile doğruları, yanlışları ortaya koydu. Ancak 28 Şubat sürecinin gerek maddî gerekse siyasî rantçıları Güzel’in uslubundan ve sözlerinden rahatsız oldular. Yeraltı dünyasının karanlık adamlarına, devleti hortumlayanlara çalıştırılmayan hukuk süreci Hasan Celal Güzel için çalıştırıldı. YDP eski Genel Başkanı Güzel mahkûm oldu. Hak ve halk nazarındaki itibarı her gün yükselen Güzel yeni bir bin yıla girdiğimiz, AB kapısında, AGİT zirvesinde aradığımız özgürlüklere rağmen şu anda demir parmaklıklar arkasında.(http://www.ilkadimdergisi.com/138/haber-ahmet-taha.htm-
GETİRDİKLERİ VE GÖTÜRDÜKLERİ İLE 1999
Ahmet Taha)
///////////////

HABER
TÜRKİYE
15.11.2005 16:14
"Erdoğan şunları söyledi:"Ben cezaevine girdiğimde 'bundan sonra muhtar bile olamaz' diyorlardı. Ama değişen, gelişen yasalarla bu noktadayım..."Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Resmi Web Sitesi
/////////////////////////


28 Haziran 2006 Çarşamba
07:44

’Hedefi Çankaya, ama çekiniyor’

İşte Erdoğan'ın Köşk'e çıkış için son gerekçeleri: 7 yıl sonra aynı fırsatı yakalayamayız. "Muhtar bile olamaz" diyenlere zirveye çıkıp cevap vermeyelim.

Türkiye bugüne kadar 10 cumhurbaşkanı seçti. 8 cumhurbaşkanı çok partili parlamento döneminde seçildi. Bu seçimlerin çoğu sancılı, sorunlu oldu ama hiçbir dönemde cumhurbaşkanlığı tartışmaları 2 sene öncesinden başlamadı. Şu anda bile, 11'inci Cumhurbaşkanı'nın seçimine 10 ay var ama siyaset gündemi de ekonomi gündemi de epeydir bu seçime kilitlenmiş durumda.
Bugün mali piyasalarda küresel bir dalgalanma yaşanıyor, bütün gelişmekte olan ve gelişmiş piyasa ekonomileri şu veya bu ölçüde bu dalgalanmadan etkileniyor ama Türkiye neredeyse mini bir ekonomik kriz atlatıyor.
Türkiye ile aynı kategoride değerlendirilen Brezilya, bu küresel dalgayı çok az hasarla atlatırken, Türkiye ekonomisi çok daha ağır bir tahribata uğruyor. Bunda kuşkusuz makroekonomik dengesizlikler de rol oynuyor ama asıl etken siyasi; 2007 yılı Nisan ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi gerilimi...
Aynı şekilde siyasette de bütün hesaplar Nisan 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçimi ekseninde yapılıyor. Siyaset dünyasının da iş dünyasının da hatta sokaktaki vatandaşın da bugün en fazla konuştuğu, tartıştığı konu yeni cumhurbaşkanının kim olacağı.
Tabii ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın aday olup olmayacağı...
Bu soruya yanıt aranıyor, Erdoğan'dan bir ipucu bekleniyor. Ama Başbakan en azından şimdilik net bir sinyal vermiyor. Üstü kapalı, her yöne çekilebilecek bazı mesajlarla geçiştiriyor soruları.
Evet, Erdoğan aday olacak mı olmayacak mı? İŞte Vatan Gazetesi'nden Bilal Çetin'in haberi;
AK Parti çevrelerinden edindiğim izlenim, kabinenin ve iktidar partisinin etkin isimlerinden aldığım bilgi, Erdoğan'ın hedefinin Çankaya olduğu yönünde...
Erdoğan, Çankaya'ya çıkmayı, Cumhurbaşkanı olmayı doğal olarak çok istiyor.
Çankaya, siyasette gelinebilecek en üst nokta, zirve...
Tayyip Erdoğan gençlik yıllarından itibaren siyasetin içinde. En alt kademelerden siyasete başlamış. Milli Görüş teşkilatlarından, sırasıyla MSP, RP, FP ve AKP'ye... Basamakları teker teker çıkarak, önce il başkanı, ardından İstanbul Belediye Başkanı olmuş. Parti kurmuş, ilk seçimde tek başına iktidar olup başbakanlığa yükselmiş. Şimdi önünde zirve var; 10 ay sonra boşalacak olan cumhurbaşkanlığı makamı...
Aritmetik sorun yok
İşte Erdoğan şimdi o makamı istiyor. Teorik olarak, parlamento aritmetiği açısından bakıldığında önünde hiçbir engel de yok. AKP'nin parlamentoda 357 milletvekili var. İlk turda seçilmek için gerekli olan üçte iki çoğunluğa ulaşmak için 19 eksiği var. O nedenle ilk iki turda seçilemese bile üçüncü turda rahatlıkla seçilebilir...
Böyle bir tablo karşısında Erdoğan Çankaya'ya neden hayır desin ki?
Bu durumda, "Benim yaşım daha genç, bir dönem daha başbakan olarak icranın başında kalayım 7 yıl sonra seçileyim" mi diyecek?
Hayır. Çünkü 7 sene sonrasının hiçbir garantisi olmadığı gibi, bugünkü ortamda bile yarın seçim olsa AKP belki yine birinci parti çıkacak ama büyük bir ihtimalle tek başına iktidar avantajını kaybedecek. Parlamento muhtemelen dört partili olacak ve Türkiye yeniden koalisyonlar dönemine girecek. Erdoğan ve partisi belki de muhalefete düşecek.
O nedenle de Erdoğan, bugün önüne gelen fırsatı geri çevirmeyecek.
Erdoğan ve kurmaylarının altını çizdikleri bir nokta daha var: 2002 seçimleri öncesinde ve sonrasında söylenenler. O zamanlar deniyordu ki; "İktidar olurlar ama muktedir olamazlar..."
Yani, "ehliyetleri tam değil... Mayınlı arazilere giremezler, devlet kurumları üzerinde otorite kuramazlar. Hele cumhurbaşkanlığı makamı... Yakınından bile geçemezler. Çankaya, Atatürk'ün makamı, Erdoğan oraya oturamaz..."
Bunlar şu veya bu tonda hep söylendi. "Şimdi Erdoğan'ın aday olmaması, parti içinden eşi türbanlı olmayan, liberal kesimlerce de benimsenebilecek bir ismin aday gösterilmesi, bu sözleri, bu yargıları haklı çıkarmayacak mı? Bu durumu parti tabanına, seçmenine nasıl izah edecek?"
Erdoğan ve kurmayları, geleceğe dönük hesap yaparken bu tür yargıları ve kaygıları da elbette dikkate alıyorlar.
Kurşukusuz AKP içinde yaşanabilecek olası gelişmeleri de...
Kriz korkusu
Özetle Erdoğan'ın Çankaya'yı istediğine, hedefinin cumhurbaşkanlığı olduğuna hiç kuşku yok. Muhalefet itiraz ediyor, belirli çevreler tepki gösteriyor diye Erdoğan'ın bu hedeften dönmeyeceğine de kesin gözüyle bakıyor AKP kurmayları. Yine de bir "ama"sı var kurmaylarının...
Türkiye çok büyük bir gerilimin, krizin içine girerse, parlamento içinden ve parlamento dışından yapılacak tahrikler toplumu çok sert bir kutuplaşmaya sürükler mi, rejim sıkıntısı doğar mı?
İşte Erdoğan'ın tek tereddüdü bu noktada.
Bu tereddüt nedeniyle şimdilik net bir tavır belli etmiyor.
Özal stratejisi
Turgut Özal'ın 1989'da izlediği stratejiyi uyguluyor. O zaman da Özal'la ilgili benzer iddialar dile getirilmiş, benzer sıkıntılar ifade edilmişti. "Toplumda gerilim doğar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde sıkıntı doğar, asker istemez. Ayrıca Özal bir dönem daha başbakan olarak icranın başında kalarak programını uygulamak ister" denilmiş, Özal da son ana kadar renk vermemişti. Ama günü geldiğinde aday oldu ve bütün tepkilere, muhalefete rağmen partisinin oylarıyla Çankaya'ya çıktı.
Şimdi de Erdoğan'ın aynı stratejiyi izlemekte olduğu ifade ediliyor.
Fakat yine de bir ihtiyat payı bırakıyor kurmayları. Dün Erdoğan'a yakın bazı önemli isimlerle konuştum. Hemen hepsinin söylediklerinin özeti şu:
"Hedefinin Çankaya olduğu belli. Ancak bu konuyu bizlerle hiç konuşmadı. Abdullah Gül ile dahi konuştuğunu sanmıyoruz. Sayın Başbakan Cumhurbaşkanı olmak isteyecektir ama kavgayla gürültüyle değil, uzlaşmayla bunun olmasını isteyecektir. Hem Meclis içi, hem de toplumsal uzlaşma arayacaktır. Son ana kadar da bu yolda adım adım gidecektir. Ancak, gerçekten ülkede ciddi bir kriz çıkması ihtimalinin çok yüksek olduğunu görürse o zaman B planına döner, geri adım atabilir..."
'Muhtar değil cumhurbaşkanı bile olabilir...'
Hem Başbakan Erdoğan'ın hem de kurmaylarının en fazla canını sıkan, kızdıran yargı ve yorum şu: "Erdoğan cumhurbaşkanı olamaz, olmamalı, aday olursa rejim sıkıntısı doğar..."
"Niye olamasın?" diye soruyor konuştuğumuz bir AKP kurmayı ve şunları söylüyor:
"Tayyip Bey 1998'de yargılandığı 'şiir davası'nda eski ceza kanununun 312. maddesinden mahkum olup cezası Yargıtay'ca da onaylandıktan sonra ömür boyu siyasi yasaklı hale gelmişti. Artık 'siyaset yapamaz, siyasi hayatı bitti' deniyordu. Hatta bugün VATAN'ı çıkaran kadronunun yönettiği o günkü SABAH gazetesi haber yapmıştı 'Muhtar bile olamaz' diye. Ama Tayyip Erdoğan bugün Başbakan. O nedenle kimse 'Cumhurbaşkanı olamaz' demesin, bakarsınız bir yıl sonra da cumhurbaşkanı olur..."
Bilal Çetin / Vatan

////////////////////////////////////////////
3 yıl önce

“Git yiğidim sultanlık beratını al da gel”
338 le Yola çıktı
Tayip Erdoğan’ın “şiir bahanesiyle” yolunu kapatanlar, başarılı olamayıp
zirveye yükselme yolunda sürekli artan hareket;
TBMM’de Anayasa değişikliğinin maddelere geçilmesi 338 ile kabul edilerek yeni bir merhaleye geçti.
Bilindiği gibi Tayyip Erdoğan, yukarıda verilen şiir gerekçe gösterilerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından düşmüş sayılarak10 ay hapse mahkum olup, Pınarhisar Cezaevi’nde 4 ay yattığı hapse girdi.
O gün”Muhtar Bile olamaz” manşetleri atılmış..
Bu gün Tayyip Erdğan Hükümetlerinde çeşitli makamları işgal eden Cemil Çiçek ,“İmam -Hatiplilerin polis yapılmadığı memlekette Erdoğan’ı Başbakan yapmazlar” fetvasını veriyordu.
Biz de ..
Hiçbir yayıncının kitaplaştırmaya cesaret edemediği, ancak sanal dünya imkanlarıyla yayına sunduğumuz “28 Şubat Türküsü”nde
Hapse girdiği gün, şöyle demişiz.:
"PİŞ" DE GEL!

“Bu şarkı burda bitmez”
"PİŞ" DE GEL
Saltanat ne yüce olsa; halka inmek
Fazilettir, erdemdir; halkla birlik
Marifet, halk içinde Hak’la olmak
Git yiğidim; tez elden “piş’’ de gel
Uzaklaş; biraz ahbab, yarandan
Silkin; fani dünyanın varından
Korkun olmasın; hiç yarınından
Git yiğidim; tez elden “piş’’ de gel
Git gör; asıl karanlıklar neresi?
Neden millete terslik, gönül karası?
Geçer zaman; ne ki, iki direk arası
Git yiğidim; bekliyorlar ‘’piş’’ de gel
Nice sultanlar; daha önce hapse girdiler
Çok mazlumlar; maksuduna orda erdiler
Mülkün; emanet olduğunu orda gördüler
Git yiğidim sultanlık beratını al da gel
26 Mart 1999 Cuma
Yorumlar
  • Tahsin Tanli Bu baskanlik yada partili cumhurbaskanligi sistemi tam olarak halka anlatilmadi sadece basindan takip ettigimiz kadarini biliyoruz herkes Cumhurbaskani erdogan uzerinden tartisiyor kimisi olumlu diyor kimisi olumsuz diyor asil tartismamiz gereken noktanin halka ne getirip ne goturecegidir. Sayin devlet bahcelinin acik destegine ragmen mhp icindede bazi cekimser kalan guruplar var ilk oylamadada bu hissedildi ve az bir oy farkiyla yasa gorusmelerine gecildi demekki vekillerinde bir kisminda tedirginlik ve bazi soru isaretleri var yasa hakkinda insallah vatana millete hayirli ugurlu olur bu gunleride aramayiz insallah
    Yanıt yaz...

  • Zekeriya Çavuş Samanyolu şubat soğuğu hey gidi hey
    1
  • TC Mustafa Zor % 51 le Başkan olsa ne yazar , % 60 la olsa neyazar....BU HALİYLE ÜLKE YÖNETİLEMEZ......yönetilir , ancak ne %60 nede %40 MUTLU OLUR , , , öyle bir ülke REFAH ve ADALET ülkesi olamaz.Her sabah başka bir göz yaşı , Hergün başka bir tarafa savrulur.İnşaallah ben yanılırım.Selamlar.
    1
  • Yasin Karakaya Birtakim kaptansiz gemi misali
    Deve cok ucuz boynundaki şu gerdani olmasa
    Sn necatiabi agzina yureginize saglik
    1
  • Metin Turkeli Neyi oylayacağımızı merak ediyorsanız, OKUMALISINIZ !... Selam sevgi ve saygıyla... http://anayasadegisikligi.barobirlik.org.tr/Anayasa...
    Anayasa Değişikliği Teklifi'nin Karşılaştırmalı ve Açıklamalı Metni
    ANAYASADEGİSİKLİGİ.BAROBİRLİK.ORG.TR
    Anayasa Değişikliği Teklifi'nin Karşılaştırmalı ve Açıklamalı Metni
    Anayasa Değişikliği Teklifi'nin Karşılaştırmalı ve Açıklamalı Metni
    2
  • TC Mustafa Zor Metin kardeşim ,18 Maddeyide okuduk vesselam , ancak denetleyici kurum , kanun yapıcı , atama maddeleri ileride huzursuzluk ve gargaşaya sebeb olur.Vekalet edecek kişiyide halk seçmiyor oda sorun çıkartır.Selamlar cümleye.
    • Metin Turkeli Sn. TC Mustafa Zor Ben herhangi bir görüş belirtmeksizin yapılmak istenen değişikliğin bilgisini paylaştım. Nasıl oy vereceğiniz sizin tercihiniz, Benim gönül rahatlığıyla kabul edeceğim anayasa 22 sene önceden bu yana değişmiş değil aslında. http://www.ldp.org/ldp-anayasa-onerisi/ selam. saygı ve sevgiyle.
      LDP Anayasa Önerisi | Liberal Demokrat Parti
      LDP.ORG
      LDP Anayasa Önerisi | Liberal Demokrat Parti
      LDP Anayasa Önerisi | Liberal Demokrat Parti
      1
    • Mustafa Kayatay Metin Turkeli Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlettir. Peki, LDP'nin anayasa önerisi bir ulus devlet için uygun mu? Türkçe, Türk Bayrağı gibi maddeler de gerekli değil mi?
      1
    • TC Mustafa Zor Sn. Metin Turkeli , öncelikle hata varsa özür dilerim.Ben yurt dışında yaşamını idame ettiren bir TC. vatandaşı olarak elbette ülkemizde olana bitene duyarsız kalamıyanlardanım.Liberal partiyide taaa Besim beyin başkanlığı döneminden beri kısa kısa da olsa ilgi ile izliyorum.Bende şahsen Türk siyasetinin önündeki en büyük engelin çağdaş bir partiler ve seçim yasasının olmamayışına inananlardanım.Bu güne kadar bu konuda mecliste gurubu bulunan partilerdende böyle bir istek malesef gelmemiştir.Bundan sonrada olmayacak gibi görünüyor.2,5 partili bir sistem dayatmasıyla karşı karşıyadır ülkem. Bu durumun olşmasına halkımızın sağ duyusu inşaallah geçit vermez.Yok olur ise ........! Teşekürler, Selamlar, iyi çalışmalar.

ÖTÜYORLAR

Kof sistemin üstüne; “irtica” şalı örtüyorlar
Elinde kamu gücü, milletin başında ötüyorlar
Ellerinde bin bir kara; istediklerine atıyorlar
Kendi kumaşlarından; elbise yapıp zorla satıyorlar
.................
Hep ahkam kesiyor şarlatanlar
Gerçeği haykıranlar, içerde yatanlar
Yaşıyor en tepede; milleti batıranlar
Korku salıyor halka “malı götürenler
6 Ekim l998 Salı

OLUR MU?

Karanlık olmadan güneş doğar mı?
Ağrısız sancısız hastalık olur mu?
Aşk şarabı içen gayrısını görür mü?
Seven kavuşunca mahsun olur mu?

NE DEYİM?

Anlat; derler bana fetret devrini
Diktaya; demokrasi diyorlar, ne deyim
İnsanlar çekmiyor; bir birinin derdini
Seçilenler, deccala kul olmuş ne deyim?

Sormuyor hiç kimse; fukaranın halini
Zenginler; bilmez oldu eski halini
Ticarete döktüler; tarikatın yolunu
Hak yoluna; set çekmişler ne deyim?

Elinde güç olan en üstü gördü
Şimdi devir hep çıkara döndü
Dertler birikip dağlara döndü
Alemi yiyorlar kime ne deyim?

Bazıları der ki; illa bir lider gelse
Derim ki; millet mülkün sahibi olsa
Çok bela olmadan; akıllar başa dönse
Beyinler dumura uğramış kime ne deyim?

Kimi darbeyle, kimi seçimle geldi
Millet bir iken, beş binlere böldü
Vatandaş; ne felaha erdi, ne de öldü
İşimiz Mevla’ya kaldı; kime ne deyim?


16 7.1997
00.25 ?ANKARA

MÜJDELER OLSUN

Kendi dünyamda ..
Ağır ağır çıkıyorken Kocatepe Camii'ne
Akın akın giden insanlar gördüm

Hala bir teredüt varken içimde
“Alış veriş için değil”
İbadete koşanlar gördüm

Karakışta soğuk kış günü
Avlu dolu, cami dolu
Lavabolar dolu, girmek sırayla
Abdest almak sıra sıra
Sanki melekler
Birbirlerine ikram ederken gördüm
...
Hepsi genç ,hepsi ümitli
Bir heyecan, bir sevinç
Milletin göğsü kabarmış
İhtiyarları göz yaşı dökerken gördüm

Yılbaşı ne.. Noel ne?
Bugün Mekke’nin fetih günü..
Şeytana inat süfli hayata çekerken
Cazibeyle dizayn edilmiş şehrin caddeleri

Gençliği saf saf
Namaza giderken gördüm.

Sanki Mekke’ye akıyor fevc fevc insanlar
O günü kalbinde okuyor
Yeni bir fethe koşarcasına
O’na yönelen saf saf insanlar
Nur akıyor yüzlerinde, ağızlarda dua
Belki gönüller buruk ama
Ümitler canlı ve taze ulaşıyor arşa dua
Bir fetih ordusu gibi kendilerini ,fethe koşuyor
Sanki Kabe’nin şubesi diye, Kocatepe’ye
Şehrin hakimleri” Ebu Cehillere inat
Uçarak yeni bin yılın fethine koşuyor
...
İzinler isteyip nazikçe müminlerden
Yer yokken bir eşik belirdi birden
Eşiğe oturup boyun bükerek
Çiğneyin bu zalim nefsi işte” diyerek
Ne mümkün gelenler incitmeden geçtiler
Tekmelemeyi bırakıp nezaketi seçtiler
...
Namaz sonrası ‘büyük’ imamla karşılaşıp
“Ey imam bu gün fark ettin mi hali acep?
Bunca insanı koşturan ne idi sebep?
Bu gençlik bulurdu elbet nefsine hoş gelen şeyler
Bir de vahdeti baltalamasa kendine "Müslüman diyen şeyler”
“Doğru elbet .. elhamdülillah .. yıkılmaz İslam kalası

Bu gençliğin imana sarılma salası
Elbet yetişirse olur alası
Görsünler gidişatı kem gözle bakan kör olası

...
Namaz sonrası akın ederken kitaba
Gençliğin kendini isterken gördüm
Çoğunun yoktu alacak parası ama
Okuma açlığını yaşayıp gördüm
...
Kutluyor cümle alem “Milenyumu
Atina, Roma başka başka yerler
Hepsi ruhaniyet arayışında
Bekliyor, kurtarıcıyı bütün diyarlar
Pop şarkıcısı haykırıyor kanalın birinde
“Ey insanlık gittiğiniz yol yanlış”
Hayra koşun bulursunuz kurtuluş
...
Bombalarla imhaya yemin etmiş “Sarhoş”
İstifa ediyor, gerekçesi bir hoş:
Halkımdan özür diliyorum”
“Mutluluğu sağlayamadım
” gidiyorum
Güle güle devrin zalimleri çarlar.
Minelyumda “ayağa kalkmış
Kendini saran karanlıktan haykırışlar
İnsanlık arayışında insanlar...


31.12.1999 Cuma

MUHTACIZ...

Nere dönsek; her yer zindan karanlık,Yolumuzu aydınlatan nuruna MUHTACIZ...
Sarmış her yeri; küfür ve cehaletZulümleri söndüren; celaline MUHTACIZ...

Hemen kısılıyor; bir çift haklı söz,

İstişare yapan; meclislerine MUHTCIZ..

Bir şey olan; yüzümüze bakmıyor
Demir kalpleri eriten; tevazuna MUHTACIZ..
Yolları kendine açıp; halka kapıyor,Kilitleri açan; anahtarına MUHTACIZ...

Kimse aydınlığa kibrit çakmıyor,
Karanlığımızı yırtan; çerağına MUHTACIZ....
Didişiyor, etimizi yiyoruz,

Senin hayat veren; müsamahana MUHTACIZ...

Herkes doğru; benim ki diyor,
Düşünceyi rahmet gören; idraka MUHTACIZ...

Kusur; hemen yüzümüze dönüyor,Günahları örten anlayışına MUHTACIZ..
Halk; fırka, fırka bir yerlere gidiyor,
Ayrılıkları yok eden; serine MUHTACIZ...
Kendi mülkü gibi; cennet satıyor,
Bize takvayı gösteren; ölçüne MUHTACIZ..
Elinde olan; günü gün ediyor,
Komşusu açken” diyen; dillerine MUHTACIZ..
En çok seven; çıkar için seviyor,
Allah için seven; yüce aşkına MUHTACIZ..

Putlar çoğaldı; herkes, kendi putuna tapıyorPutları yok eden; iradene MUHTACIZ....
16.07.l997 Çarşamba
Mevlid_i Nebi 09,15
...................
http://www.muhammedmustafa.net/tr/altsayfa.php?sayfa=siirler%2Fmuhtaciz

KUTLADIK CUMHURİYETİ

Neden, saltanatı söküp attık, niye
Yazdık ”Egemenlik halkın “ diye
Millet, kararını kendi versin diye
Kaldırıp Meşrutiyeti, kutladık cumhuriyeti
Cumhuriyete kavuştuk tak tak
Her yıl kutlarız biz onu rap rap
Millet, her kararı kendi verecekti
Hızla kalkınıp medeniyete erecekti
Her işini kendi kendince görecekti
Bağımsızdık.! sevinçlerle kutladık cumhuriyeti
Cumhuriyete kavuştuk tak tak
Her yıl kutlarız biz onu rap rap
Önce; Meclisi tek iradenin emrine verdik
Bu yazı eski deyip, millete yeni yazı verdik
Tüm okurları bir kalemde okumaz ettik
Yazı bilmez, cahillerle kutladık cumhuriyeti
Cumhuriyete kavuştuk tak tak
Her yıl kutlarız biz onu rap rap
Mektep, tekke, cem evi, cemiyetlere tümden saldırdık
Hukuk dahil; köklü müesseselerin hepsini kaldırdık
Yeni diye; kurumları batıdan ithal edip aldırdık
Yeni cemiyetler kurup, balolarla kutladık cumhuriyeti
Cumhuriyete kavuştuk tak tak
Her yıl kutlarız biz onu rap rap

Padişahsız edemedik, kendimize şef bulduk
Cumhuru yok sayıp, iradesine ipotek koyduk
Kanunları bile ithal edip faşistlerden aldık
Uyduk modaya, milli şeflerle kutladık cumhuriyeti
Cumhuriyete kavuştuk tak tak
Her yıl kutlarız biz onu rap rap
Tek parti, tek şefle de seçim yapıyorduk
Listeleri gönderip mebusları atıyorduk
Halk için halka rağmen biz yapıyorduk
Halkevlerinde; halksız kutladık cumhuriyeti
Cumhuriyete kavuştuk tak tak
Her yıl kutlarız biz onu rap rap
Faşizm modası bitti, kalacaktık yapayalnız
“Söz milletin” denince mühlet verdik biraz
“Hürsünüz; istediğini seç, ne yazarsan yaz “
Halkın iradesine boyun eğip, kutladık Cumhuriyeti
Cumhuriyete kavuştuk tak tak
Her yıl kutlarız biz onu rap rap
Demokrasi bu, artık halk baş tacı ediliyordu
Yöneticiler milletin dediği yoldan gidiyordu
O kafa, iktidar gelmez diye çizgiden çıkıyordu
Çeteleri saldırtıp gece baskınıyla kutladık cumhuriyeti
Cumhuriyete kavuştuk tak tak
Her yıl kutlarız biz onu rap rap
Kaldırdılar; Cumhuriyetin anayasasını
Soydular; “devrim” adına milletin kasasını
Cinayetlerle çıkardılar adaletin posasını
Cumhuriyet adına darbelerle kutladık cumhuriyeti
Cumhuriyete kavuştuk tak tak
Her yıl kutlarız biz onu rap rap
Kurdular “devrim” adına halka türlü tuzakları
‘Hürriyet’ diye getirdiler millete her yasakları
Kendilerini kurtarmaktan göremediler uzakları
Çocuklarımızı; Almana köle edip, kutladık cumhuriyeti
Cumhuriyete kavuştuk tak tak
Her yıl kutlarız biz onu rap rap


Yetmişlerde demokrasiyi lüks görüp
Tek düşünce adına muhtıra verip
Sağ sol kavgalarında gençleri kırıp
Beş bin ölü ile kutladık Cumhuriyeti
Cumhuriyete kavuştuk tak tak
Her yıl kutlarız biz onu rap rap

Gevşedi diye oligarşinin vidalarını sıkarak
Kapatıp partileri, düşünenleri içeri atarak
Demokrasiyi kaldırıp uygun! “anayasa” yaparak
Bize has, Evrensel metotlarla kutladık cumhuriyeti
Cumhuriyete kavuştuk tak tak
Her yıl kutlarız biz onu rap rap

memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş - Deprem 2

Ülkeme kar yağdı sevindik... Beyazlara büründü gelinlik, sandık meğer memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş bilemedik.. ... Umulur ki Ak...