12 Ocak 2016 Salı

KUŞAT BİZİ

Eyvah ki eyvah
Birlik ve dirliğimizin simgesi  
5. Harem-i Şerif de susmuş.!
İslamiyet’in 5. camisi olan, 639'dan beri 1376 yıldır Ezan-ı Muhammedi’nin hiç susmadığı Diyarbakır Ulu Cami’de ilk kez PKK ezan susturdu!
 Suçlu kim…?
 “İçimizdeki beyinsizler yüzünden”  Bizi Helak Etme, Ya Rab..!
 1.      Harem-i Şerif, Kabe’nin tepesine İngiliz bing-bang kulesini diktiler
3. Harem-i Şerif, Kudüs, Mescid-i Aksa esir
4. Harem-i Şerif, Emevi Camii yaralı. Kuşatma altında
5. Harem-i Şerif, Diyarbekir Ulu Camii... Sur içinde, kuşatma altında… Ezan sustu...
Ezandan - cemaatten, hürriyetten  mahrum! Sanki  işgalde...


Ya  Rab..!
Ne asırdır?
Ne acziyet.
Ne sırdır?

Boynu bükük büyük millet
Her yer karanlık her yerde zillet

Sanki Hendek harbi
Benziyor, onun dengi

Bir değil. Gelmiş her türlü rengi
Kan içiyor; bir damla petrol, derdi
Dışarıda; saldırı, kuşatma
İçerden ihanet, fitne
Ulema; tefrikada
Ümera; önce şaşkın, sonra kararlı
Akıl, firarda...

Ölüm kusuyor ateş makineleri
Kaçış yok, sarıldık her yönden
Ebabillere muhtaç çağın mazlumları
Bir çağrı. Bir çağrı Bilal’in hançeresinden
Bekleriz, bir ışık Sahabe Penceresi’nden

Yuvalar tarumar. Yer-yurt harap
Etti yurdundan anlamsız harp
Milyonlar yollarda biçare
Çıktılar kavimler göçüne

Dostlar, dostluğuna bin pişman
Belli değil kim kimle müttefik
Kardeş,  kardeşe oldu düşman
Gidip şeytanla ediyor, ittifak

Bugün de Mevlid’in gibi manzara
Zalimler mazlumların boğazında
Bir yanda Ebrehe’nin filleri
Bir tarafta Bizans’ın zalimleri
Kisralar, her yerde cirit atıyor.
Kanı sermaye eden
Karunların göbeğinde yatıyor

Alemi aydınlatacak
Kandillerden
Kan damlıyor
Çöreklenmiş yamyamlar
Kopacak kıyameti bekliyor
Mazlumların çilesine çile ekliyor

Baharlara susamış bütün insanlık
Fayda vermiyor sonraki pişmanlık

Yeni yeni  Sasaniler, hortladı
Kan denizleri coşup patladı

Âlem huzur beklerken, elemler yağdı
Çar koynunda Kisralar ortaya çıktı

İnsan, ağaç demir, kâinat yanıyor
Çiçeklenmiyor, ayak bastığı yerler
Karadan, gökten yağan ateş topları
Kurutuyor yemyeşil çimenleri

Kan akıyor, selam duran ırmaklar
Dicle, Fırat kan taşıyor deryalara

Coğrafyamız lime lime, bin parça
Kan deryasındayız, depremler bizde,
Her yer tarumar, kırıldı içimizde fay
Görünmüyor karanlıklar içinde
Nurunla aydınlanan
Gümüş ışıklar saçan ay

Dağlar yanıyor, ovalar doldu kan
Ne ararlar; kızgın kumlu çöllerde?
Kandillere can veren petrol olmasa
Şehirler batıyor uğradığın topraklarda


Denizlerimizde yabancı armadalar
Sarmış her yanı, alev saçan füzeler
Yok ediyor, açıyor tedavisiz yaralar
Yıkıyor, muhteşem mermer sarayları

Ne gür bir sesle haykırabiliyoruz
 Ne de gereken tepkiyi veriyoruz.
 Ağızlar ahraz. Dillerimiz, suskun 
Sesimizi çıkarmıyoruz
Sessizce seyredip
Umursamıyoruz...
 Yapılan zulümleri kanıksadık
Haksızlıklara dur demek, işimiz değil
Haksızlıklar karşısında susan dil olduk.


Asır, yürüyor kendi yolunda
Kuşatıldık her yönden
Aratıyor bu günü dünden
Nice mamureler yıkıldı
Kabe’nin başına dikildi
Simgesi dan dan
Kuşatıldık
Sanki…
 Harem-i Şerif  zindan
İrade yok...
Medine, mahzun...

Mazlumlar ateş içinde, sussun
Zalim; istiyor  kinini   kussun
Baş eğsin itaate, âlem sussun

Parçaladılar bütünü, gitti Kudüs
3. Harem-i Şerif, çoktan esir
Dualarımız aciz, etmiyor tesir

4. Harem-i Şerif, zalim elinde inliyor
Mazlum çığlığını küffar, zevkle dinliyor
Vahşet bitmiyor… Ölümler ölüm üstüne biniyor

Sahabeler yurdu, Diyarbekir, yanıyor
Müslüman millet, kimin sözlerine kanıyor
5. Harem-i Şerif, kapalı.  Ezanlar susmuş
Eyvah ki eyvah…! Secdegahıma ateşler düşmüş
Sabah akşam “Güneş” açan kara bazaltlar
Hendek hendek ihanete açılıyor sokaklar
Sizi sizi kim kara çukurlara tıkıyor
Bin yıllık kardeşliğe kurşun sıkıyor
Milletin sevgisine, sabrına kezzap döküyor


Ya  Muhammed..!
 Bu gün  kutlu Mevlidin
Ümmet ateşlerde
Her yani zalim sarmış...
Hayat veren, ışığını görmüyor gözler
Karanlıklar sarmış, kâr etmiyor sözler

Yok mu dur?..
Akıl sahipleri
Nerede geceyi ak eden tabipleri

Başında masumun ateş topları
Bekliyor;  kurtarıcı hapları

Bir rahmet yağmuru..
Kurtarıcı rüzgar
Bir ümit…

Her biri dayamış sırtını belalara
Acıyan yok kadın, kız, balalara

Kandiller, kan damlıyor
 Zift akıtıyor, çerağlar
Zalime bel bağlıyor ahmaklar
Su yerine zehir saçıyor ırmaklar

Çoktan unutulup gitti şanlı zaferler
Fener sönük,  kan damlıyor kandiller

 Hayat kurtaran
Hayat söndürüyor
İsmini anıp,  insan biçiyorlar
Su yerine kardeşkanı içiyorlar
Kurtarıcı müjdenden kaçıyorlar
Zalimlikte sırtlanları geçiyorlar

Ateş kusuyor, ufuklarımız
Armadalara yuva ummanlarımız

Ya yakılıyor harlı ateşte
Ya doğranıyorlar kanlı keleşte
Hafakanlar basıyor her düşte
Bir başka mana var gülüşte

Çerağına pervane olanlar
Denizlerde boğuluyorlar
Çocuklar canhıraş
Arıyor anasını
Zulüm işletiyor vahşetin alasını

Yeter zillet
Gelelim kendimize
Uyuşukluk iş değil
Sendeki iman boş değil
Yeter uyku …
Ümit bağlama

Köstek olan desteğine
süslü yalanlarına
Dikkat et..
Emperyalistin isteğine
 Milletim Uyan!…

Ya Muhammed..!
Kuşat, sar bizi sevginle
Sevgin, kurtuluşumuz olsun

Yakındır.
Yeşillenir elbet kurutulan şu çorak toprak
“Dalgalanır başının üstünde binlerce bayrak
İhtişamının şahitleri
Evlâtlarını Rabbine ulaştırarak
Karışır İlâhî ummana coşarak!” (1)
Kuşat bizi, varalım huzura koşarak


Necati Çavdar
23 Aralık 2015-12-23 Mevlid-i Nebi – 0400
 F
Not :

(1)   Goethe














//////////////////////////////
SAIRIN Yeri Necati ÇAVDAR

memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş - Deprem 2

Ülkeme kar yağdı sevindik... Beyazlara büründü gelinlik, sandık meğer memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş bilemedik.. ... Umulur ki Ak...