2 Nisan 2009 Perşembe

YAKIŞTI

Aşığına bin bir naz yapan dağlar, sonunda
Yol vermiş, Hasbiler lideri Ankara yolunda
Anadolu aydınlanmasının simgesi, Gazi
Ülküsüne aşina aziz dostu “Misafir” ediyor
İrfan yurdu, ilim kurdu Gaziye; misafir, ne de yakıştı

İnönü bulvarı karanlık, rüzgar tersten esiyor
Kurumlar; korku salıp adeta yol kesiyor
İmanlı millet, Fevç fevç rüzgar gibi esiyor
Korku ne ki? Aynı yolda mabede koşuyor
Millet O’na O, millete ne de yakıştı

Arkasında sıra sıra seçilmişler
Yürekleri, biçim biçim biçilmişler
Mecliste iğdiş(!) edilmiş devlet
Yollarına düşmüş, bekliyor, millet
Korkudan iradesine yan çizenlere
Meclise; korkusuz, Muhsin vekil ne de yakıştı



İlahi sedaya sağır devre inat, şahadetleri gökleri delen
Yurdumun en ücra köşesinden koşarak gelen
Kocatepe’de yürekli halk, O’nda kendini gören
Dilerde dua, gözlerinde yaş, kendini bilen
İşgal devri kalıntısı, kiralık beyinlere
Ülkemi, dilim dilim dilecek kahpe planlara;
Göğsünü set eden Anadolu, Ankara’yı kuşattı
Millet nasıl ayağa kalkarmış, aleme yaşattı
Her alanda istiklale aşık,Ankara’ya akan Millet,
İstiklalin karargahı Ankara; ne güzel yakıştı


Ankara’da hava latif, rüzgar okşuyor, iklim pek hoş
Bulutla saklayıp, yüzünü dağlardan kıskanan güneş
Artık çömert.. Gülüyor yüzü, şanlı yolcuya yoldaş
Güneş,ısı,çimen, çiçek, bayram havası; ne de yakıştı

Kapkara urbalı, simsiyah camla gizlenmiş ruhsuz gözler
Resmi törenden gidiyor, gerdan kırarak devrimbazlar
Kıpkırmızı surat, millet kesesinden semirmiş, devirbazlar


Millet içine giremez, ilim sıfır; ham yobazlar
Milletten kesesinden besli, lengerlekçiler
Millete tepeden bakan dangalakçılar
Hayret etmeyin! Akılsızlık size yakıştı

Tagor müridine, zorla indirilen bayraklar
Milletin ellerinde candan coşkuyla selamlar
Peşinde; tuğlar, sancaklar, renk renk alemler
Vaziyet o, akınlardan gelen Mehmetler
Bayrak, milletin yiğit evladına ne hoş yakıştı


Temiz yüreklerden çıkan ilahi nida
Emin olun bu ruh oldukça kesilmez ilahi seda
Uğruna can edilir feda
Tekbirlere eşlik eder şehit- şüheda;
Onunla miraçlar edilir eda
Duyunca karışır kâfir kafası
Kaldırır kalpteki kiri, açar pası
“Allahü Ekber, Allahü ekber”
Layık olanı misafir eder, Peygamber
Arşı delen; Tekbirler, tehliller, salâvatlar
İştirak ediyor; her yaştan kadın, erkekler
Tekbirler Hak’ka, dualar Muhsin’e yakıştı

Girift sırlar içinde bilinmez “iş”ti
Ömür; çileler çileler içinde geçti
Göçülecekti bir gün; O’da göçtü
Zorluklara sabır O’na yakıştı

Çağının gereği eğitimi alan
Bu manevi iklimde yetişen
İstikbalimiz Altın nesle emanet


Mukadder olan son durak; işte
İsimler;”Arz”da, sema, Güneş’de
Gönül adamı;
Varna şehidi Karacabey, vakfına misafir
Tacettin koynunda, Sultanı’na kavuştu

Kocatepe’den başlatılan yürüyüş
Karacabey Vakfı’na varış
Hacettepe;
Dertlilere derman yuvası
Ankara da Anadolu verası
Son Haç’lı saldırısına kale, burası;
İlk burçlar, Altındağ bedenleri
Mücadelede manevi meşruiyet simgesi, Akif
Tacettin sultan, zaman ötelerine vakıf

Devlet töreni Tagor müritlerinin olsun
Millet töreni, nasıl olur?.. Cihan görsün
Sana sahte saygılar yakışmazdı
İman erlerinin salat selamı yakıştı


Zira bayrağa al yakışır
Hilale elbet gül yakışır

Selamla Ankara, Muhsin geçiyor
İrfanlı millet, kendine yakını kolay seçiyor
Yaşlı, genç kadın kızan, bayrak açıyor
Gönlündeki sevgiyi çiçek çiçek saçıyor
Bahar geldi, selama durmuş yeşil giyen ağaçlar
Bin bir tada gebe meyveler, yollarına çiçek açıyor.
Yeni ufuklara koşan gençlik, anı yaşıyor
Altın neslin fidanları peşinden koşuyor,
Bu görkem, bu ihtişama herkes şaşıyor
Kabarmış imanlı göğüsler tekbirlerle coşuyor
Sevenlerin beraber, yad eller de bu coşkuyla koşuyor
Davan o kadar büyüyor ki, ülkemi saran ulu çınar
Gölgesi hilal hilal yurdu aşıp, uzaklara taşıyor
Simgeleştirdiğin birlik ruhu sınırları aşıyor

Yanlışa gidiş, millete üzüntü, gönül yarası
Artık batıl peşinde koşup yorulma
Milleti üzüp, birlikten ayrılma
İse kuruma gömülüp
Karalar bağlama
İşte istek
İşte sevgi
İşte irade, işte maşeri vicdan
Ne düzen kursan, olacak Allah’ın işi
Batılın peşindeki, kurumu isi
Ey Ankara, gör ve teslim ol
Bin yıllık savaşın bitti emin ol
.....
Yediğin ekmeğe saygılı ol
Milletin sevgisine layık ol
Milletin iradesine ram ol
Yücel, yücelt kendin ol
..
Masum ve mahzun gönüllerden dualar
Dillerde, Ankara’yı inleten Tekbir
Alah-ü Ekber..Allah-ü Ekber..
Yerdekiler, göktekiler eşlik ediyor


Bir garip, sırlar içinde işti
Sana makber, kalenin önünde yakıştı
Ankara kalesi;
Orası, sultan kapısı
İlim, irfan yuvası
Akif evi, istiklalin simgesi
Şanlı direnişin karargâhı
Akif, mücadelenin manevi meşruiyet simgesi
Varna Şehidi Karacabey, ev sahibi
Batıya daha batıya koşan ruhun akıncısı
Batıya akan gönül ordusunun şanlı akıncısı
Tacettin, gönül fethi yolculunda fizik ötesi
Peygamber aşığı milletin bileşkesi
Büyük davacı, uhrevi hava yakıştı
Tacettin koynu, gönül ehline ne güzel yakıştı
Varna şehidi Karacabey, ne iyi komşu eşti
Anadolu coşup, sende birliğe koştu

Türkistan Türkleri bayrak açmış
Yakup aptal,Yatağan baba
Horasan-Rumeli erleri
Korunalp’tan Alparslan’a
Dalga dalga buluşmaya gelen
Kürt,Çerkez, Arap Beyleri
Fatihler doğran,anaları
Her yaştan kadınları, erkekleri
Memleketimin bütün renkleri
Olmuşlar tek yürek bir, kol kola
Hedef aynı; “Dos doğru yola”
Muhsin’i sevgi yumağına sarmış yürüyor


....
Bayrama izinli bahar havası,
Süslemişler gelin gibi
Ne görülmüş nede duyulmuş sayıda insan
Hasbiler hareketi liderine eşlik ediyor
Muhsin, uhreviyat mekânı vatanına gidiyor

“Sonsuzluk yolcuları;
“Uçmağa” gitti!…
...
Birliğe, yolculukta:Vahdet’e ermek için..
“Toyumuz var,HOŞ GELDİNİZ.””demiştik
Bu büyük birlik bayramı
Allah’ın Muhsin kuluna güzel yakıştı

Allahü ekber Allahü ekber
Sana yoldaş olsun, Peygamber

31 Mart 2009 Salı- Şairinyeri/Emiryaman- Ankara-

memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş - Deprem 2

Ülkeme kar yağdı sevindik... Beyazlara büründü gelinlik, sandık meğer memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş bilemedik.. ... Umulur ki Ak...