4 Eylül 2006 Pazartesi






Posted by Picasa

DİKMEN SELİMİYE DE

 Posted by Picasa



 Posted by Picasa

NECATİ ÇAVDAR, TBMM'DE M. AKYOL İLE 2002

 Posted by Picasa

ÇAVDAR, ANKARA KALESİNDE 2006 HAZİRAN




 Posted by Picasa

ELLER KINALANDI ...ADEM, ASKERE GİDİYOR

Posted by Picasa
NECATİ ÇAVDAR – 23 Ağustos 2005
ELLER KINALANDI
Kına bizim kültürümüzde sevincin -coşkunun, sağlığın -selametin simgesi
Coşkumuzda, sevinçli günlerimizde, fedakarlık anlarımızda kına yakarız.
Bu millet, Allah rızası için fedakarlıkta bulunduğunda, bu fedakarlığı çevre ile paylaştığında kurbanlarını kınalar.
Benzer şekilde
Dini, dinini hürce yaşayacağı toprak parçası yani vatanının, ortak değerlerde buluştuğu milletinin ve bu değerlerin toplamı ve bu değerlerlerin hayatı geçmesi arzusuyla yanıp tüttüğü toplumsal ülküsünün savunması için askere gönderdiği evlatlarını da bu millet; kınalar, gönderir.
Bu millet bu coşku ve fedakarlıklarla Anadolu’ya gelip de; dağılan – dağıtılan imparatorluğuna rağmen bir aşiretten dünyanın bildiği en sağlam ve en uzun ömürlü en adil imparatorluğunu kurmuş ve yaşatmıştır. Tekrar o ülküyü yaşatmak için bir zaman dünyaya nizam verdiği, dört kıtaya hükmettiği imparatorluğu şöyle veya böyle elinden çıkarken son vatan parçasını bu ülkü ile yola çıkarak kurtarmıştır.
Her ne kadar milletin dinini hürce yaşayacağı bir vatanı kurtarmak için kendiliğinden teşkilatlanırken o günün şartlarında var olan devlet yapısı içinde kimi resmi devlet memurları bu arzuya baş olmuşlarsa da bu onların başarısından çok milletin başarısıdır.
Şayet öyle bir milleti bulamasalardı kim nereye baş olacaktı?
Millet yaşadıkça kendine çok başlar bulur.Yeter ki millet, millet şuuru ile varolsun..
Milletin birliğinin dirliğinin sembolü; dünde ay yıldızlı “Bayrak”tı bu günde.
Bu “Bayrağın” yerine dünde başka simgeleri, başka imgeleri hatta fani kişileri “ebedi” sıfatı ile yerine geçirme teşebbüsleri olmuşsa da bu millet kabul etmemiş. Hiç ir simge; “ay yıldızın” yerini “hilalin” yerini tutamamıştır.
Tutamazda.
“Hilal’in” tam adını koyalım. “Salib’in” karışında yani ‘Haç’ ın ifade ettiği her şeyin karşısında t bütün mana ve anlamı ile İslam’dır.
Bu günlerde asker sevkıyatı var.
Anlar babalar, belkide hayatarında hiç bulundukları bölgeden dışarı çıkmayan biricik kuzularını “kınalayıp” ,“Peygamber ocağı” dedikleri ve büyük bir “halk üniversitesi” olan asker ocağına gönderdiler.
Gönderiyorlar.
Yapılan şenlikleri izliyoruz.Her ne kadar Orhan Selen beyin haklı şikayetlerine katılıyorsak ta, spontane , milletin gönlünden koptuğu gibi ve resmi hiçbir müdahalenin ve düzenlemenin olmadığı bu şenlikler, bu milletin , millet olarak var olmasının bir gereğidir.
Evet Avrupa Birliği normlarına , bilmem neye uymaz ve uydurulamaz.Ama milletin var olma azminin, kararlığının bir aşka tecellisidir.
Askere uğrulanan ve uğurlayan gençlerin coşkusu, gidenin gidi, uğurlayanların uğurlayış gayesi resmi kurum, is ve kuruluşlar tarafından görülmese de anlaşılmasa da farklı bir olay.
Bayrak ve “Allah’ü ekberler !“ her şeyi ifade ediyor.
Bunu her değeri ve her simgeyi millete zulüm olarak yaşatan ve yaşatmak isteyen laikçi, ateist, kominist, ve AB kafası ile çözemezsiniz.Apo’nun düşüncesiyle, PKK organizasyonu ile çözemezsiniz.
Diyarbakırlısı, Edirnelisi, Karslısı bir olmuş; biraz eğleniyor sonrada gönüllerde Allah aşkı, Peygamber sevgisi elde “Al bayrak” ağızlarda dualarla asker eli kınalıyor.
İşte vatan, bu...Millet,bu... Birlik, dirlik bu...
Millet düşmanlarının korktuğu haslet de bu.

ll
HANGİSİ TESİNRLİ?
Gönüllerde coşku, ağızlarda, dua, eller kınalanarak gönderilen bu gençlere ve inanlara, insanların bu duygularına saygılı olmak, birlik beraberlik ortamını ve düşüncelerde yer etmiş ülküleri silmemek için çaba göstermek gerek.
Yoksa “Hilal” ve yıldızlı, al kanlara boyanmış “Bayrağın” simgelediği anlamlardan başka hiçbir insan, hiçbir düşünce bu vatanı tek başına koruyamaz, tek başına bu milleti bir araya getiremez.Hatta çoğu zaman ayrılıklara neden olur..
Bir çok ana kuzusu gibi elleri kınalanarak gönderilen yavrucaklardan biride bizim Adem’di..
Kürdü, Türkü, Lazı , Çerkezi ; ben “Müslümanım”, Lozan’da tarifini bulan şekliyle “İslam milletindenim ” diyen herkes bir olmuş eller kınalanıyor
Elleri kınalanan gençlerin yanında onlardan sonra gitmek için sıra bekleyenler kınalanıyor.. O yetmiyor anneler, babalar ağbiler, ablalar, kardeşler, komşular, tanıdıklar arkadaşlar herkes, hatta yetmişlik nineler kınalanıyor.İnanmayan ya bir asker kınasına gitsin, gidemiyorlarsa şayet gelsin özel arşivimize baksın.
Budur, milli birlik.. Budur, vatanının bölünmezliğine inanç.Budur milletin millet olarak birlikte yaşama arzusu ve kararlığı..
Siz; “ ulus”,derseniz..Başka idealler, adamlar, heykeller korsanız milletin önüne millet; milletlikten, vatan; vatanlıktan çıkar.
Bu gün bu satırları yazdığımız saatlerde MGK toplanıyordu.
MGK tedbir alacakmış!.
Sevsinler .
Ben beni bildim bileli her MGK’ toplantısı sonrası “iç ve dış olayları görüş” düğüne yönelik açıklama yapılır. Sözde tedbir alır. Allah aşkına söyleyin hangi. tedbiriniz meyve verdi.Bu milletin derdine derman oldu.
Eğer siz askere giden gencin elindeki kınaya aklınız ermiyor, oradaki şifreyi çözemiyorsanız birileri gelir PKK’der başka şeyler söyler sizin aldığınız sözde tedbirleri çözüverir.
Sizde havanda su dövdüğünüzü ya ölüm döşeğinde ölüm meleği ile yüz yüzüze geldiğinizde ya da güçsüz kuvvetsiz olarak ezelden ebede var olan ama kimilerinin “bin yıl sürecek “olan “savaş” ilan ettiği ilahi güce teslim olduğunuzda anlarsınız ama olan vatana ve millete olur.Vatan, millet düşmanları sizin yüzünüzden çok yol alır.
Fakat siz hangi tedbiri alırsanız alın, millet tedbirini almış ve İslam kardeşliği içinde bu vatanı bütün, milleti bir olarak tutmaya devam ediyor.
Bu arzu ve ülkü ile evlatlarını kınalayıp, kimileri ocaktan silmeye çalışsalar da milletin gönlünden silemediği, silmeye güç yetiremediği, yetiremeyeceği “Peygamber ocağına” teslim ediyor.Eğer siz, elde bayrak ağızlarda dua ile elleri kınalı gelen yavruları; elinizde gül ile onların şerefine uygun olarak karşılamıyorsanız..Belki de ekonomik olarak evin direğini çelip yinede size teslim eden ana babalara birer gül vermiyorsanız.. Veya resmi törenlerde bol bol nutuk atan,televizyon çekimlerine girsin diye şehit cenazelerinde resmen arzı endam eden reismi görevlileriniz; size gelerek, gideceği günü alan gençleri evlerinde ziyaret ederek bir hatır sormuyorsanız , zaten hiçbir tedbir alamıyorsunuz demektir.
Şehrin, beldenin “önemli” saydıkları, adamlarla günü gün eden onların yakınlarında bulunmayı “sosyal faaliyet” sayan kaymakamlarınız, belediye başkanlarınız valileriniz bu milletin kesesinden maaş alan sivil ve askeri memurlarınız, hatta bakanlarınız elleri kınalanan gençlerin sevinç ve heyecanlarına ortak olmayı, yani halkla birlikteliği “gerilik” olarak görüyor, davul zurna ile yapılan şenliklere burun kıvırıyorsanız, onların dualarına katılmayıp, gelen seslere “mesai harici” diyerek kulak tıkıyorsanız zaten siz hiç bir tedbir alamıyorsunuz demektir.Aldığınız tedbirlerde- milletin kendi hasletleri olmasa - boşadır.
Merak etmeyin millet kendi tedbirini kendi alıyor..Sevinçlerini, gururlarını dışarı vururken biraz bilerini rahat etse de millet, vatanının bölünmezliği, milletin birliği yönünde tedbirini alıyor.
Ankara Otobüs terminalinde olduğu gibi binlerce insanın sel olup aktığı asker uğurlama merasimlerinde söylenen “İstiklal Marşlarını” anlamayanlar; bu belirttiğimiz konuları zaten anlamaz.Ama millet anlıyor ki ve kendi kesesinden besleyerek maaş verdiği birilerinin kendini anlamadığını bildiği halde yine de hançeresinden çıkan en gür seda ile ‘İstiklal Marşı’nı söyleyerek millet olarak birlikte yaşamanın kararlığını ortaya koyuyor, civanlarının ellerini kınalayıp gönderiyor.
Hakikaten sivil ve asker yetkililerin bırakın evlerde ziyaretini elleri kınalı gençlere otobüslere binerken “hoş geldiniz”, annelere- babalara “teşekkür” anlamında birer “gül vermesi”, böyük böyük belediyelerin elindeki “mehter2 bölükleri ile şehirlerine gelen ve giden askerleri otobüs terminallerinde karşılamaları- yolcu etmeleri, onların coşkusuna ortak olması, devletle buluşmasına oryante etmesi zor iş mi?
Ve MGK’da alınan tedbirlerden daha mı “az tesirli” bir iş?
***Bu yazı Anayurt Gazetesinde (wwww.anayurtgazetesi.com) yayınlandı



 Posted by Picasa

 Posted by Picasa

MECLİSTE 2003




 Posted by Picasa

SEYİT VE DAYIM İLE KURBAN BAYRAMI 2006


 Posted by Picasa

SAMSUN'DA 27 EYLÜL 2005

 Posted by Picasa

ÇAMLIDERE-ALUÇ YAYLASINDA MEHTERANLA -2005

 Posted by Picasa



 Posted by Picasa



 Posted by Picasa



 Posted by Picasa

memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş - Deprem 2

Ülkeme kar yağdı sevindik... Beyazlara büründü gelinlik, sandık meğer memleket; Kar gibi bem beyaz kefen giymiş bilemedik.. ... Umulur ki Ak...